Son zamanlarda, Vera C. Rubin Gözlemevi’nden gelen yenilikçi veriler, ‘3I/ATLAS’ olarak bilinen yıldızlararası bir gizemi daha net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu verilerin derinlemesine analizi, bu muazzam cismin yaklaşık 11.2 kilometre çapında olduğunu gösteriyor ve astronomi dünyasında büyük bir heyecan yaratıyor.

BİLİNEN EN BÜYÜK YILDIZLARARASI CİSİM, bu keşifle birlikte Everest Dağı’ndan bile daha devasa boyutlara sahip olduğu anlaşılıyor. Böylece, 3I/ATLAS, tarihte kaydedilen üç yıldızlararası cisim arasında en etkileyici olanı haline geliyor. Harvard Üniversitesi’nden teorik fizikçi ve kozmolog Profesör Avi Loeb, bu bulguları değerlendirerek, cismin potansiyel olarak bir uzaylı aracı olabileceğini ima ediyor. Ancak, bu görüş herkesi ikna etmiyor.

Oxford Üniversitesi’nden astronom Chris Lintott, Live Science’a yaptığı açıklamada, ‘Bu cisme yapay olduğunu iddia etmek, tamamen saçma bir yaklaşım olur’ diyerek eleştirilerini dile getiriyor. Lintott, ayrıca bu tür iddiaların, ‘gerçek bilimsel çalışmaları ve bu cismi anlamaya yönelik heyecan verici çabaları’ küçümsediğini vurguluyor ve bilimsel titizliğin altını çiziyor.

GERİYE DÖNÜK VERİLER TARANDI, Rubin Gözlemevi’nin bu kuyrukluyıldızın görüntülerini resmi keşfinden önce yakaladığını ortaya çıkarıyor. Cisim, 1 Temmuz’da tanımlandıktan sonra, araştırmacılar geçmiş verileri inceleyerek daha fazla detay elde etmeye odaklandı. Yeni bir çalışmada, 200’den fazla uzman, kuyrukluyıldızın çekirdeğinin muhtemel boyutunu teyit etti ve analizler, çekirdeğin yaklaşık 5.6 kilometre yarıçapında olduğunu kanıtladı.

UZAYLI AVCILARINA KÖTÜ HABER, araştırmacıların sadece boyutla sınırlı kalmayıp, 3I/ATLAS’ın çevresindeki ‘koma’ olarak adlandırılan gaz, buz ve toz bulutunu da incelemesiyle geliyor. Görüntüler, bu komada bol miktarda buz ve toz bulunduğunu gösteriyor. Bu bulgu, uzaylı arayışındakiler için bir hayal kırıklığı yaratabilir, çünkü bu bileşim, 3I/ATLAS’ın büyük ihtimalle doğal bir kuyrukluyıldız olduğunu ve bir uzaylı sondası olmaktan uzak olduğunu işaret ediyor.