Fareler üzerinde gerçekleştirilen son araştırma, hafızanın işleyişine ilişkin yenilikçi bulgular sunuyor. Bu deneyler, anıların zamanla farklı nöron grupları tarafından devralınmasıyla beyinde sürekli bir değişim yaşadığını ortaya koyuyor. Sinirbilimciler uzun yıllardır, çevremizdeki mekan ve özelliklere dair anıların, beyinde hipokampusta yer alan belirli “yer hücreleri” tarafından depolandığına inanıyordu. Bu hücreler, bir memelinin evinin giriş kapısı gibi tanıdık bir ortama girmesiyle aktif hale geliyor ve hafıza oluşumunda kritik rol oynuyor.
Ancak bu teori, 1960’lardan beri kabul görmesine rağmen, son yıllarda eleştirilere maruz kaldı. ABD’deki Northwestern Üniversitesi’nden Profesör Daniel Dobeck’in de altını çizdiği gibi, 2010’larda bu kavram sorgulanmaya başlandı. 2013 yılında Nature Neuroscience dergisinde yayımlanan bir çalışmayla, beynin uzay temsilinin bilim insanlarının varsaydığından daha az istikrarlı olduğu gösterildi. Fareler labirente yeniden girdiğinde, bazı hücreler düzenli olarak aktif kalsa da, genel nöron grubu zaman içinde değişim gösterdi. Bu duruma “hipokampal temsil kayması” adı verildi ve birçok araştırmacı bu farklılıkları dışsal etkenlere, örneğin değişen kokulara veya seslere bağlamıştı.
2010’LARDA SORGULANMAYA BAŞLADI
Dobeck ve ekibi, bu konuyu daha kesin bir şekilde incelemek için sanal gerçeklik tabanlı bir deney tasarladı ve bulguları Nature dergisinde paylaştı. Bu çalışmada, fareler koşu bandı üzerinde hareket ederken etraflarında sabit bir sanal labirent simüle edildi. Deneyde, tutarsızlığı önlemek amacıyla her turda aynı koku kaynağı kullanıldı ve ortamı nötrleştirmek için “beyaz gürültü” eklendi. Ayrıca, sinir hücrelerinin aktivitesini gerçek zamanlı olarak takip etmek için floresan ışık yayan teknikler devreye sokuldu.
DENEY NASIL YAPILDI?
Araştırmanın sonuçlarında, kusursuz kontrollü bir ortamda bile, çoğu sinirsel temsilin zamanla değişmeye devam ettiği gözlemlendi. Kaydedilen hücrelerin sadece yüzde 5-10’u geleneksel konum hücreleri gibi davrandı; yani her defasında tutarlı bir şekilde tetikleniyorlardı. Bu kararlı hücrelerin en fazla uyarılabilir olanlar olduğu belirlendi ve bu durum, uyarılabilirliğin anıların sabit kalmasında etkili olabileceğini düşündürüyor. Bilim insanları, bu “kaymanın”, benzer deneyimleri birbirinden ayırmamıza ve onları ayrı ayrı hatırlamamıza yardımcı olduğunu öne sürüyor. Örneğin, aynı yeri defalarca ziyaret etseniz bile, her seferin hafızada farklı kaydedilmesi mümkün hale geliyor; bu, beynin zaman akışını izlemesinin bir mekanizması olabilir.
ARAŞTIRMANIN SONUCUNDA NE GÖRDÜLER?
Deney verilerine göre, en istikrarlı anıların yüksek uyarılabilirliği olan hücrelerle ilişkili olduğu tespit edildi. Ayrıca, beyin yaşlandıkça hipokampal hücrelerin uyarılabilirliğinin azaldığı ve bunun hafıza gerilemesiyle bağlantılı olabileceği kaydedildi. Araştırmacılar, bu uyarılabilirliği artırmak veya korumak suretiyle hafızanın daha iyi muhafaza edilebileceğini varsayıyor, ancak bu hipotezi doğrulamak için ek çalışmaların gerektiğini vurguluyor.
EN İSTİKRARLI ANILAR BELİRLENDİ