Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    DART Görevinde Yeni Bulgular: Uzay Parçaları ve Geleceğin Gözetimi

    DART görevi yeni bulgularıyla uzay parçalarını ve geleceğin gözetimini keşfediyor. Uzay araştırmalarındaki son gelişmeleri kaçırmayın.

    DART görevi yeni bulgularıyla uzay parçalarını ve geleceğin gözetimini keşfediyor.

    NASA’nın 2022 Yılında Gerçekleştirdiği Çift Asteroid Yönlendirme Testi (DART): Bir Dönüm Noktası

    NASA tarafından, 2022 yılının sonunda gerçekleştirilen ve bilim dünyasında büyük yankı uyandıran Çift Asteroid Yönlendirme Testi (DART), insanlık tarihinde ilk kez bir asteroidi bilinçli olarak yörüngesinden saptırma girişimi olarak kayıtlara geçti. Bu tarihi olayda, küçük bir uzay aracı, Didymos isimli asteroidin uydusu olan Dimorphos’a saatte yaklaşık 22 bin 500 kilometre hızla çarparak, yörüngesini önemli ölçüde değiştirmişti. Bu deneme, gezegen savunma teknolojilerinin gelişiminde kritik bir adım olarak kabul edildi.

    Ancak, olayın ardından geçen zaman içinde, çarpmanın etkilerine dair elde edilen yeni veriler, bu olayın sadece bir başlangıç olmadığını ve beklenmedik sonuçlar doğurduğunu ortaya koydu.

    Uzaya Savrulan Parçalar ve Yeni Dinamikler

    Geçtiğimiz hafta, Planetary Science Journal dergisinde yayımlanan kapsamlı bir araştırma, Maryland Üniversitesi liderliğindeki araştırma ekibinin çarpmanın sadece asteroidin yörüngesini değiştirmekle kalmadığını, aynı zamanda büyük miktarda kaya ve taş parçasını uzaya saçarak yeni bir dinamik oluşturduğunu ortaya koyduğunu gösterdi. Bu kaya parçalarının bazıları, çarpmanın enerjisinin üç katına yakın bir güce sahip olan büyük kayalar olabiliyor.

    Araştırmanın başyazarı ve Maryland Üniversitesi’nden uzman astronom Tony Farnham, “Bir asteroidi yörüngesinden çıkarmayı başardık. DART’ın doğrudan etkisi bu büyük değişimi sağladı, fakat savrulan kaya parçaları da ek bir itki gücü oluşturarak, yörüngenin daha karmaşık hale gelmesine neden oldu” dedi. Farnham, bu yeni keşfin, gezegenleri koruma çalışmaları ve asteroidlere karşı alınacak önlemler konusunda yeni fiziksel dinamiklerin dikkate alınması gerektiğine işaret ediyor.

    İtalyan Uzay Ajansı tarafından geliştirilmiş ve çarpma sonrası bölgeyi gözlemlemek amacıyla konuşlandırılmış olan LICIACube adlı küçük uydu, bu süreci yakından takip etti ve Dimorphos’tan savrulan 104 farklı kaya parçasını gözlemlemeyi başardı. Bu kaya parçalarının çapları 20 santimetre ile 3,6 metre arasında değişiyordu. İlginç bir şekilde, araştırmacılar bu kayaların rastgele dağılmadığını fark etti.

    Farnham, “Kaya parçalarının uzayda rastgele dağılmadığını, iki belirgin küme halinde toplandıklarını ve diğer bölgelerde neredeyse hiç materyal bulunmadığını gözlemledik. Bu durum, burada henüz anlamadığımız yeni bir fiziksel veya dinamik prosesin etkili olduğunu gösteriyor” diyerek açıklamada bulundu.

    Çarpışmadan Önceki Durum ve Çarpışma Anındaki Gelişmeler

    Araştırmacılar, DART uzay aracının üzerindeki güneş panellerinin, çarpışmadan hemen önce, Atabaque ve Bodhran isimli iki büyük kayaya çarpmış olabileceği varsayımını öne sürdü. Maryland Üniversitesi’nden astronomi profesörü Jessica Sunshine, DART’ın yüzeyinin, büyük kayalarla kaplı, karmaşık ve kaotik bir alan olduğunu belirtti. Bu ortamın, çarpışma sırasında savrulan materyalin ipliksi ve dağınık bir yapı kazanmasına neden olduğunu ifade etti.

    Gelecekte yapılacak gözlemler ve Avrupa Uzay Ajansı’nın 2026 yılında gerçekleştirmeyi planladığı Hera görevi, Dimorphos ve çevresinin detaylı bir şekilde yeniden incelenmesini sağlayacak. Bu görev sayesinde, bilim insanları, yörüngede gerçekleşen değişiklikleri ve bölgedeki mevcut durumu daha net bir şekilde görebilecekler.

    Sunshine, bu detayların, gelecekte gerçekleştirilecek asteroid yönlendirme görevleri için hayati öneme sahip olduğunu vurguluyor: “Eğer bir asteroidi belirli bir ölçüde yörüngesinden saptırmamız gerekiyorsa, bu tür detaylı ve ince hesaplamalar, bizlere başarı şansını artıracaktır. Bu durumu, bir kozmik bilardo oyunu gibi düşünmeliyiz. Tüm değişkenleri hesaba katmadan hareket edersek, hedefimize ulaşmamız zorlaşır veya imkansız hale gelir.”