Türkiye’de Güvensiz ve Kanserojen Riski Taşıyan Ürünlerle Mücadele Sürüyor
Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) Başkanı Berke İçten, ev ve mutfak eşyası üreticilerinin özellikle Çin’den ithal edilen ürünlerde yüksek risk taşıyan kimyasal maddelerin bulunması nedeniyle endişe duyduğunu belirtti. Bu ürünlerin, e-ithalat yoluyla yurda girişinin artmasıyla birlikte, kanserojen ve alerjen maddelerin kullanımı konusunda ciddi sorunlar ortaya çıkmaya başladı.
Geçen yıl Çin’de faaliyet gösteren ve Türkiye’de resmi temsilcisi bulunmayan çeşitli platformlar aracılığıyla vatandaşların yaklaşık 7-8 milyon çift ayakkabı siparişi verdiğine dikkat çeken İçten, bu ürünlerin sağlık açısından büyük riskler içerdiği ve bu konuda devletle sürekli iletişim halinde olduklarını ifade etti. Ticaret Bakanlığı’nın, özellikle Çinli platformlardan yapılan alışverişlerde gümrüksiz ürün giriş limitini düşürüp vergileri artırmasına rağmen, sorunun tam anlamıyla çözülemediğine vurgu yaptı.
Bu durumun, yerli üreticilerin kaliteli ürünlerle rekabet edebilme imkanını kısıtladığını ve aynı zamanda ciddi istihdam kayıplarına yol açtığını belirten İçten, şunları ekledi:
- Yurt içi ayakkabı sektörü, yerli ürünlerin kalitesini koruma ve geliştirme konusunda yoğun çaba sarf ediyor.
- Ancak, Uzak Doğu menşeli ve yoğun e-ticaret platformlarından gelen uygun fiyatlı ürünler, sektörün büyümesini olumsuz etkiliyor.
- Çin’den gelen bu ürünler, genellikle test edilmeden ve gümrük işlemlerine tabi tutulmadan tüketiciye ulaşmakta ve ciddi sağlık riskleri taşımaktadır.
Sağlık Riski Taşıyan Ürünlerin Test ve Denetim Eksikliği
İçten, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Türkiye’de ayakkabı üretim standartlarının oldukça yüksek olduğunu ve geçmişte zehirli ürünlerle mücadele için düzenlemelerin yapıldığını hatırlattı. Ancak, gümrük sınırının 30 euro’ya düşürülmesiyle birlikte, denetimlerin yetersiz kaldığını ve birçok ürünün ilk kullanımda çöpe gittiğini belirtti.
Ona göre, gelen ürünlerin içeriğinde kanserojen ve alerjen maddeler bulunmakta ve bu maddelerin kullanımı sağlık açısından ciddi tehditler oluşturuyor. Bu ürünlerin, test edilerek ve denetlenerek piyasaya sürülmesi gerektiğine işaret eden İçten, vatandaşların sağlığını koruma adına alınacak önlemler konusunda şu önerileri dile getirdi:
- Gümrüklerde kategori bazında detaylı testlerin yapılması ve uygunsuz bulunan ürünlerin satışa sunulmaması.
- Türkiye’de yerleşik ofisi bulunan ve denetim yapabilen platformların oluşturulması.
- Güvensiz ürünlerin piyasadan çekilmesi ve tüketicilerin bilinçlendirilmesi.
Mutfak Eşyalarında Güvensizlik ve Sağlık Tehlikesi
Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Başkanı Talha Özger, vatandaşların küçük mutfak aletleri ve elektronik ürünlerde karşılaştığı risklere dikkat çekti. Özellikle Çin’den ithal edilen blenderlar, mutfak robotları, meyve sıkacakları, kettle ve su ısıtıcılar gibi ürünlerin, ilk kullanımdan itibaren çöpe gitmesine neden olduğunu vurguladı.
İçeriğinde bulunan kimyasal maddeler ve sağlığa zararlı malzemeler nedeniyle, bu ürünlerin test edilmeden ve denetlenmeden piyasaya sürüldüğünü belirten Özger, şunları kaydetti:
- Yiyecek ile doğrudan temas eden ürünlerde kanserojen kimyasallar bulunmakta ve bu durum ciddi sağlık riskleri doğurmaktadır.
- Denetimlerin artırılması ve yerli üreticilerin önünün açılması gerekmektedir.
- Vatandaşların güvensiz ürünler yerine, güvenilir ve denetimli ürünleri tercih etmesi konusunda bilinçlendirilmelidir.
İstihdam ve Ekonomik Katma Değer Kaybı
İçten, sektörün istihdam ve ekonomik katma değeri açısından önemli kayıplar yaşadığını da dile getirdi. 2021-2022 yıllarında yaklaşık 380 bin olan istihdamın, şu anda 250 binin altına düştüğünü belirten İçten, bu kaybın 130 bin civarında olduğunu vurguladı. Ayrıca, sektörün toplam ihracatının 1,2 milyar dolar seviyesinde olduğunu, ithalatın ise geçen yıl 1,7 milyar dolara yükseldiğine dikkat çekti.
Bu gelişmelerin, yerli üreticilerin rekabet gücünü azaltırken, ülke ekonomisine olumsuz etkileri olduğunu belirtti. Son olarak, çözüm önerileri arasında:
- Türkiye’de faaliyet gösteren platformların resmi ofislerinin kurulması,
- Gelen ürünlerin kategori bazında detaylı test edilerek uygunsuzlukların tespiti ve satışlarının engellenmesi,
- Güvensiz ürünlerin piyasadan çekilmesi ve tüketici bilincinin artırılması
yer aldı. Bu adımlar, hem halk sağlığını koruyacak hem de sektörün sürdürülebilirliğine katkı sağlayacaktır.