Türkiye’nin Önde Gelen Kiraz Üretim Bölgeleri ve Yaşanan Zorluklar
Türkiye’nin en önemli kiraz üretim merkezleri arasında yer alan Aydın ve İzmir bölgeleri, bu yıl Nisan ayında gerçekleşen şiddetli zirai don felaketi nedeniyle büyük ölçüde zarar gördü. Özellikle verimli ve bereketli topraklara sahip bu bölgelerde, yaşanan doğal afetler hem üretimi durma noktasına getirdi hem de ülke genelinde kiraz ihracatında ciddi kayıplara yol açtı.
Geçtiğimiz yıl 2024 sezonunda toplam 67 bin ton kiraz ihracatı gerçekleştiren Türkiye, bu yıl ise sadece 6 bin ton ile sınırlı kaldı. Bu, toplam ihracat miktarında yaklaşık 61 bin tonluk dramatik bir azalmayı işaret ediyor ve sektör temsilcilerinin endişelerini artırıyor. Doğanın bu beklenmedik olumsuz etkisi, özellikle Aydın dağlarındaki kiraz üretiminde büyük bir daralma yaşanmasına neden oldu.
İklim Değişiklikleri ve Zirai Donun Etkisi
Her yıl bahar aylarında yaşanan iklim değişiklikleri, üreticilerin en büyük kabusu haline geldi. Bu yıl özellikle Mart ayında sıcak havalar gözlemlenirken, Nisan ayında ani ve şiddetli soğuklar, bölgede büyük yıkıma neden oldu. Ağaçların ilk çiçek açma dönemiyle uyumlu olan bu soğuklar, tam çiçeklenme zamanında gerçekleştiği için, çiçeklerin %80-90’ı tamamen döküldü veya zarar gördü.
Bölge üreticilerinden Metin Yağcı, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bu yıl, iklimde yaşanan ani değişiklikler yüzünden çok nadir görülen bir durumla karşılaştık. Mart ayında yazdan kalma sıcak günler yaşanırken, Nisan ayı başında kış geri geldi. Mart ayında çiçek açan ağaçlara ya don vurdu ya da ağaçlar çiçeklerini döktü. Bu yüzden pek çok kiraz üreticisi, kendi sofralarına bile kendi üretimlerinden kiraz toplayamadı.”
Sonuç ve Gelecek İçin Çözüm Önerileri
Yaşanan bu doğal afetler, Türkiye’nin kiraz üretim kapasitesine ve ihracat potansiyeline ciddi anlamda zarar verirken, bölge üreticileri ve sektör temsilcileri, iklim değişikliklerine karşı alınacak önlemler ve sürdürülebilir tarım uygulamalarını hayata geçirme konusunda çağrıda bulunuyor. Alternatif üretim teknikleri ve doğal koruma yöntemleri geliştirilerek, benzer felaketlerin tekrar yaşanmasının önüne geçilmesi hedefleniyor.