Elektrikli Araç Sayısındaki Gelişmeler ve Pazarın Büyümesi
Avrupa E-mobilite Derneği Başkanı Haluk Sayar’ın verilerine göre, Türkiye’de 2024 yılının sonuna gelindiğinde toplam elektrikli araç sayısı 185 bin 153’e ulaşmış durumda. Bu yıl içerisinde satılan elektrikli araçların sayısı ise 105 bin 315 ile oldukça dikkat çekici bir seviyeye yükselmiş olup, toplam satışların %10,7’sini oluşturmaktadır. 2019 yılının sonunda, elektrikli araçların toplam sayısı iki binin altında iken, bugün bu sayı büyük bir ivme ile artış göstermektedir. Özellikle büyük şehirlerde yoğunlaşan elektrikli araç kullanıcıları ve altyapıda yapılan hızlı gelişmeler, pazarda önemli bir dönüşümün yaşandığını göstermektedir.
Elektrikli Araç ve Şarj İstasyonlarındaki Artış
2019 Kasım ayında, Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüsü’nde organize edilen e-mobilite festivali, pazardaki ilk önemli adımlardan biri olmuştur. Bu etkinlikte, piyasada bulunan çeşitli elektrikli araç modelleri sergilenmiş ve toplamda dört farklı model gösterilmiştir. Günümüzde ise, en fazla şarj altyapısına sahip üç büyük şarj ağı operatörü, festival alanındaki çadırlarda yerlerini almış ve elektrikli araç kullanıcılarının ihtiyaçlarını karşılamaya devam etmektedir.
2024 yılı sonunda, toplam şarj soket sayısı 26 bin 46’ya ulaşmış olup, bu rakam, yaklaşık 180’e yakın lisanslı şarj ağı işletmecisini kapsamaktadır. Sadece bireysel ve kurumsal amaçlı kurulan AC tipi şarj istasyonları bu sayıya dahil değildir ve altyapının gelişmesine önemli katkılar sağlamaktadır.
TOGG’un Etkisi ve Uluslararası Yatırımlar
Türkiye’nin elektrikli araç altyapısında önemli bir kilometre taşı, TOGG’un girişimi ve başarılarıdır. Norveç gibi ülkelerde toplam elektrikli araç sayısı yüksek olmasına rağmen, Türkiye’deki toplam DC şarj soketi sayısı 10 bin 332 ile bu ülkeden (%88 daha fazla) daha fazladır. Bu başarının temelinde, hükümetin ve politika yapıcıların, TOGG girişimiyle elektrikli araçların kullanımını teşvik etmek amacıyla hazırladığı düzenleyici ve teşvik mekanizmaları yatmaktadır. Bu sayede, elektrikli araç satışları ve altyapı yatırımları hız kazanmış, sektör büyümeye devam etmiştir.
Yabancı Yatırımlar ve Türkiye’nin Otomotiv Sektöründeki Konumu
Son dönemde, Türkiye’deki otomotiv sektöründe yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. Dünya devleri arasında yer alan BYD ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı arasında imzalanan 1 milyar dolarlık yatırım anlaşması, 27 yıl sonra ilk defa yabancı bir otomotiv üreticisinin Türkiye’ye doğrudan yatırım yapacağı anlamına gelmektedir. Bu gelişmeler, diğer Çinli üreticilerin de Türkiye’de üretim tesisleri kurmayı planladığını göstermektedir ve ülkenin otomotiv sanayisinde küresel rekabet gücünü artırmaktadır.
Elektrikli Araçların Çevresel ve Ekonomik Avantajları
Elektrikli araçların yaygınlaşması, sadece ekonomik açıdan değil, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirlik açısından da büyük önem taşımaktadır. Bu araçların karbon emisyonlarını azaltması ve şehirlerde hava kalitesini yükseltmesi, Türkiye’nin iklim politikalarına önemli katkılar sağlayacaktır. Ayrıca, elektrikli araçların içten yanmalı motorlu araçlara kıyasla daha düşük bakım ve yakıt maliyetleri, kullanıcılar tarafından giderek daha fazla tercih edilmesine neden olmaktadır.
Gelecek Perspektifi ve 2030 Hedefleri
Yapılan projeksiyonlara göre, 2030 yılına kadar elektrikli araç satışlarının yılda 420 bin adede ulaşması beklenmektedir. Bu büyüme, elektrikli araçlara tanınan ÖTV teşvikleri, düşük yakıt ve bakım maliyetleri, teknolojik gelişmeler, ses ve koku kirliliğinin azalması ve altyapının güçlendirilmesi gibi faktörlerle desteklenmektedir. 2025 yılı itibarıyla, yıllık satışların 120 bin seviyesine ulaşması ve toplam araç stokunun 270 bin civarında olması öngörülmektedir. Bu trend devam ederse, 2030’da toplam elektrikli araç sayısı 1,6 milyon seviyesine ulaşacaktır ve Türkiye, elektrikli araç kullanımında önemli bir gelişmişlik düzeyine erişecektir.