Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Türkiye Enerji Depolama Sektöründe Yükseliş ve İhracat Potansiyeli

    Türkiye enerji depolama sektörü, yenilenebilir enerji kaynakları ile birlikte hızla büyüyor. İhracat potansiyeli ve yeni yatırımlar, bu alandaki fırsatları artırarak ülkemizin enerji geleceğini şekillendiriyor.

    Türkiye enerji depolama sektörü, yenilenebilir enerji kaynakları ile birlikte hızla

    Türkiye Enerji Depolama Sektöründe Yükselişte

    Enerji Depolama Endüstrileri Derneği (EDED­ER) Başkanı Can Tokcan, Türkiye’nin Avrupa ülkelerine coğrafi yakınlığının yanı sıra mühendislik alanında önemli avantajlar sunduğunu belirtti. Tokcan, Türkiye’nin enerji depolama sistemleri üretim üssü haline gelerek, dünya pazarına bu alanda ihracat yapabileceğini dile getirdi.

    Küresel ölçekte enerji talebinin sürekli artması, enerji depolama sektöründeki projeksiyonların netleşmesini sağlıyor. Tokcan, 2035 yılına kadar depolama alanında toplamda 2 TWh’lik bir kurulum hedeflendiğini ve bunun yaklaşık 400 milyar dolarlık bir yatırım gerektirdiğini ifade etti. Ülkemizde bu alanda yaklaşık 35 GW’a yakın ön lisansın verilmesinin ise 10 milyar doları aşan bir yatırımı beraberinde getireceğini kaydetti. Tokcan, “Bu yatırımların hayata geçirilmesi, ülkemiz ekonomisi için büyük bir değer yaratacaktır” dedi.

    Yatırımcıların Dikkatli Olması Gerekiyor

    Yenilenebilir enerji yatırımlarının hızlanmasıyla birlikte, Türkiye’de enerji depolama yatırımlarının da artması gerektiğine dikkat çeken Tokcan, Türk yatırımcılarının depolama alanında dikkatli fakat hızlı bir şekilde yatırım yapmak istediğini belirtti. Tokcan, yenilenebilir enerji yatırımlarını artırmanın yolunun enerji depolamadan geçtiğini vurgulayarak, bu süreçte kapasite ve teknik altyapı sorunlarının çözülmesinin kritik olduğunu ifade etti. “Enerji depolama olmadan, yenilenebilir enerjiyi yaygınlaştırmak mümkün değil” diyen Tokcan, şunları ekledi:

    • “Enerji depolama yatırımları dünya genelinde hızla artmakta ve Türkiye de bu alanda hızlanıyor.”
    • “Şebekeyi yönetmek, stratejik bir konu olduğu için bu sorumluluğun yerli şirketler tarafından üstlenilmesi şart.”
    • “Aksi takdirde, yurt dışındaki firmaların kontrolünde bir enerji şebekesi sorunu ile karşılaşabiliriz.”

    Türkiye, Avrupa İçin Güçlü Bir Ortak Olabilir

    Tokcan, Türkiye’de enerji depolama alanında önemli katma değer yaratma potansiyeline sahip olduğunu ve şirketlerin ciddi bir tecrübe birikimi olduğunu ifade etti. “Biz katma değeri Türkiye’de yaratarak, yurt dışına ihracat yapmak istiyoruz. Doğalgaz ithalatını azaltarak cari açığın kapanmasına katkı sağlamak ve teknoloji ithalatını bırakıp ihracata yönelmek hedefindeyiz” diye konuştu.

    Tokcan, Türkiye’nin mühendislik becerileri ve iş yapış şekilleri nedeniyle avantajlı bir konumda olduğunu belirtti. “Çin’den hazır paket batarya ithal etmek yerine, bu sistemleri Türkiye’de üreterek dünyaya ihraç edebiliriz. Enerji depolama sektörü tüm dünyada büyüyor ve Avrupa ülkeleri bu alanda hızlı ilerliyor. Avrupa ile uyumlu iş yapış biçimi, teknik yaklaşım, destek ve yazılım konularına odaklanarak, Avrupa için güçlü bir ortak olma potansiyelimiz var” dedi.

    Finansman Koşullarının İyileştirilmesi Gerekiyor

    Tokcan, enerji depolama sektöründeki yatırımların artması için teşvik mekanizmalarının ve finansman koşullarının iyileştirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Türkiye’deki mevcut yatırım bütçelerinin yüksek olduğunu vurgulayan Tokcan, zamanla bu durumun değişeceğine inandıklarını belirtti. Türk şirketlerinin yurt dışından finansman getirebildiğini ve Avrupa bankalarının “yeşil bono” gibi mekanizmalarla bu yatırımları fonlamayı tercih ettiğini aktardı.

    Depolama Sektörü Avrupa’ya İhracata Başladı

    Tokcan, enerji depolama yönetmeliği taslağının Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından yayımlandığını, ancak yönetmeliklerin son halinin henüz Resmi Gazete’de yayınlanmadığını belirtti. Bu durumun, sahaya yansıyacak yatırımları etkileyen birçok kritik parametre içerdiğini ifade etti. “Sektör olarak Avrupa’da iş yapmaya başladık bile. Macaristan, Bulgaristan ve İspanya gibi ülkelere ürün teslimatları ve kurulumları gerçekleştiriyoruz. Şirketlerimiz yurt dışına sistem, hizmet ve yazılım ihracatı gerçekleştirmenin yanı sıra, farklı ülkelerde yatırım yapmaya da başladı” dedi.