Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Süt ve Et Hayvancılığı: Denge ve Sürdürülebilirlik Üzerine Değerlendirmeler

    Süt ve et hayvancılığı üzerine denge ve sürdürülebilirlik değerlendirmeleri. Geleceğin tarımını keşfedin!

    Süt ve et hayvancılığı üzerine denge ve sürdürülebilirlik değerlendirmeleri. Geleceğin

    Mehmet H. GÜLEL

    Süt ve et hayvancılığı alanında yaşanan gelişmeler, birbirlerini doğrudan etkileyen iki sektörün dinamiklerini şekillendiriyor. Süt ve etteki arz fazlası veya arz eksikliği, üretimdeki dengeyi bozmakta ve bu durum, son dönemlerdeki et fiyat artışları gibi olumsuz sonuçlar doğurmakta. Tüketiciler, et ve süt ürünlerini daha yüksek fiyatlarla almak zorunda kalıyor. DÜNYA’ya konuşan SETBİR Yönetim Kurulu Başkanı Dr. İsa Coşkun, süt ve et hayvancılığının birbirine sıkı sıkıya bağlı sektörler olduğunu belirtirken, bir alandaki olumlu gelişmelerin diğerini doğrudan destekleyebileceğinin altını çizdi. Yurtiçindeki süt hayvancılığı işletmelerinden alınan erkek hayvanların besilik olarak yetiştirilmesinin önemli bir kaynak oluşturduğuna dikkat çeken Coşkun, “Kırmızı ete baktığımızda, uzun zamandır dile getirilen ‘Dünyada sığır eti ucuz, bizde çok pahalı’ söyleminin daha derinlemesine incelenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Zira, kendi tüketim alışkanlıklarımız ile diğer ülkelerin tüketim alışkanlıkları arasında önemli farklılıklar var. Sığır etinin, küçükbaş ve beyaz etten başka bir alternatifi bulunmuyor. Bu nedenle, ancak ‘anası olmadan danası olmaz’ diyerek süt hayvancılığı ile et hayvancılığının birbirini desteklemesi gerektiğini savunuyoruz. Ancak artık bu gerçeği değiştirme zamanının geldiğini düşünüyoruz ve Tarım ve Orman Bakanlığı da bu doğrultuda ‘Kırsalda Bereket, Hayvancılığa Destek Projesi’ni başlatmıştır.” dedi.

    “ESK, piyasanın ihtiyaçlarını karşılamada katkı sağladı”

    Türkiye’de 2024 yılında süt işletmelerinin topladığı inek sütü miktarının bir önceki yıla göre yüzde 9,9 artarak 11 milyon 233 bin 466 tona yükseldiğini aktaran Coşkun, 2024 yılı kırmızı et üretim istatistiklerinin henüz açıklanmadığını hatırlattı. 2023 yılına ait kırmızı et üretim istatistikleri bir önceki yıla göre yüzde 8,8 artış göstererek 2 milyon 384 bin 47 tona ulaştı. Daha önce yaptıkları değerlendirmelerde, 2023’ün besi işletmeleri için besi materyali temini açısından zor bir yıl olabileceğini vurguladıklarını ifade eden Coşkun, “2024 yılının başında Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, Et ve Süt Kurumu (ESK) aracılığıyla bir kota ve planlama sistemi çerçevesinde besilik ithalatını sürdürme kararı, et sektörü için önemli bir destek mekanizması oldu. ESK, 2024 yılı boyunca besilik canlı hayvan ithalatını devam ettirdi. Ayrıca, piyasalardaki fiyat dalgalanmalarını dengelemek amacıyla karkas et ithalatı da gerçekleştirildi. Bu adımlar, piyasanın ihtiyaçlarını karşılamada kayda değer katkılar sağladı. Hayvancılıkta destekleme modeli 2024’te 3 yıllık olarak ilan edildi.” diye konuştu.

    “Çiğ sütte kayıt dışılık %50”

    Çiğ süt arz miktarındaki artışı ve çiğ süt kalitesinin iyileşmesini olumlu bir gelişme olarak değerlendiren Coşkun, ancak çiğ süt arzındaki artışın sürekliliğinin sağlanabilmesi için üreticilerin ve çiftçilerin yeterli gelir elde etmesinin gerektiğini belirtti. SETBİR’in de üyesi olduğu Ulusal Süt Konseyi (USK), çiğ süt maliyet hesaplaması yaparak belirli dönemlerde “çiğ süt tavsiye fiyatı (referans fiyatı)” açıkladığını ifade eden Coşkun, “Açıklanan bu tavsiye fiyatına uyulması, üreticilerin varlığını sürdürebilmesi ve üretimde sürdürülebilirliğin sağlanması açısından son derece önemlidir. Çiğ süt arzındaki artış sektörel açıdan olumlu bir gelişme olsa da, yaklaşık yüzde 50 oranında kayıt dışılığın var olması, süt ve süt ürünleri sektöründe kontrolsüzlüğe yol açmakta ve sadece sanayi işletmeleri tarafından toplanan ve işlenen çiğ süt kontrol edilip denetlenmektedir. Ayrıca, üretim maliyetlerini düşürmek için yem hammaddelerinde dışa bağımlılığın azaltılması ve yerli üretimin teşvik edilmesi gerekmektedir.” açıklamasında bulundu.

    “Besi işletmelerinin kapasiteleri et arzına katkı sağlamalı”

    TÜİK verilerine göre Türkiye’de üretilen kırmızı etin yüzde 70’ini sığır eti ve yüzde 24’ünü koyun eti oluştururken, İsa Coşkun, kırmızı et sektöründe arz ve talep dengesinin sağlanması ve fiyat istikrarının korunması için çaba gösterildiğini aktardı. 2024 yılında yaklaşık 250 bin baş besilik canlı hayvan ve 79 bin ton karkas et ithalatı yapılacağını belirten Coşkun, “Etçi sığır ırklarının yetiştirilmesiyle, hayvan başına alınacak et miktarının artırılması ve kırmızı et konusunda ülkemizin kendi kendine yeterliliğinin sağlanması hedefleniyor. Ancak ülkemizde mevcut besi işletmelerinin yüzde 60’ı 10 baş ve altında sığıra sahipken, 500 baş ve üzeri hayvana sahip işletme sayısı yalnızca 400 civarında. Bu noktada, ülkemizdeki çiftliklerin kurulu kapasite oranlarının yüksek olması ve modernizasyonun üst seviyelerde gerçekleşmesi büyük önem taşıyor.” dedi.