Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Paslanmaz Çelik Sektörünün 2024 Değerlendirmesi ve 2025 Hedefleri

    Paslanmaz çelik sektörünün 2024 değerlendirmesi ve 2025 hedefleri hakkında detaylı analizler, trendler ve gelecek projeksiyonları burada.

    Paslanmaz çelik sektörünün 2024 değerlendirmesi ve 2025 hedefleri hakkında detaylı

    Başak Nur GÖKÇAM

    Paslanmaz çelik endüstrisinin çatı kuruluşu olan Paslanmaz Sanayici ve İş İnsanları Derneği (PASİD), sektörün 2024 yılındaki gelişimini detaylı bir şekilde analiz ederek, önümüzdeki yıl için belirlediği stratejik hedefleri kamuoyu ile paylaştı. Bu değerlendirme toplantısında söz alan PASİD Yönetim Kurulu Başkanı Arslan Küçükemre, sektörün Türkiye ekonomisindeki önemli yerini ve büyüme potansiyelini vurguladı.

    Küçükemre, “Türkiye’de yaklaşık 5 milyar dolarlık büyüklüğe sahip olan paslanmaz çelik sektörü, 150’den fazla üyesiyle aktif bir şekilde faaliyet göstermektedir. Endüstri, mutfak gereçlerinden beyaz eşyaya, gemi yapımından endüstriyel makine parçalarına, enerji santralleri üretiminden otomotiv sektörüne, havacılık ve uzay teknolojilerinden inşaat sektörüne kadar geniş bir yelpazede kullanım alanı bulmaktadır” şeklinde konuştu. Ayrıca, Türkiye’nin küresel paslanmaz çelik tüketiminde 9. sırada yer aldığını belirtti.

    2023 yılındaki yaklaşık %20’lik daralma sonrası, sektörün 2024 yılında %16 civarında bir artış yakaladığını ifade eden Küçükemre, “Ancak, ithalat rakamlarımız 2021 yılı seviyelerine ulaşmadı. 2023’te yaklaşık 745 bin ton olan ithalatımız, 2024’te 703 bin tona geriledi. Yılın ilk yarısında fiyatlar nispeten istikrarlı seyretse de, ikinci yarıda tekrar düşüş eğilimi gösterdi. Bu fiyat dalgalanmaları, sektörün kâr marjlarını olumsuz etkiledi ve 2024 yılını düşük karlarla kapatmamıza neden oldu” dedi.

    Türkiye’de paslanmaz çelik üretiminin ergitme aşamasında gerçekleşmediğine dikkat çeken Küçükemre, “İhracatımız hem hurda paslanmaz çelik hem de ham madde olarak gerçekleşiyor. 2023’teki daralma ve AB’nin uyguladığı yaklaşık %20’lik telafi edici vergiye rağmen, ihracatımız son 5 yılın ortalamasının altında kaldı ve toplamda 121 bin ton seviyesinde sınırlandı” bilgisini paylaştı.

    Gümrük Vergisi ve Rekabet Şartları

    Sektörün son dönemde karşılaştığı en önemli sorunlardan biri, uygulanan ek gümrük vergileri ve anti damping soruşturmasıdır. Küçükemre, “Türkiye’de paslanmaz çelikte uygulanan gümrük vergisi, yüzde 8’den ani bir kararla yüzde 12’ye çıkarıldı. Bu karar, sektörün tüm paydaşlarını derinden etkiledi ve fiyatların yükselmesine, ihracatın rekabet gücünün azalmasına neden oldu. Ayrıca, paslanmaz çelik soğuk haddelenmiş yassı ürünler için başlatılan anti damping soruşturması devam ediyor. Çin Halk Cumhuriyeti ve Endonezya’dan firmalar, soruşturma dosyaları için gerekli bilgileri Ticaret Bakanlığı ile paylaştı ve yerinde denetim aşamasına geçildi. Bakanlığımızın çalışmalarını tamamlamasıyla, bu yılın sonlarına doğru (ağustos veya eylül ayı gibi) soruşturmanın sonuçlanması bekleniyor” ifadelerini kullandı.

    Üretim İçin Elverişli Koşullar ve Yatırım Fırsatları

    Küçükemre, “Türkiye’nin stratejik açıdan paslanmaz çelik üretimi açısından oldukça uygun bir konumda olduğunu düşünüyoruz. Yılda yaklaşık 700 bin ton iç talep karşılanmakta olup, buna rağmen ithalat önemli bir pay tutuyor ve yıllık yaklaşık 2 milyar dolar seviyesinde ithalat gerçekleştiriliyor. Türkiye, küresel ölçekte ilk 10 ülke arasında yer almakta ve AB başta olmak üzere yaklaşık 2 milyon tonluk ihracat potansiyeline sahip pazarlara yakınlığı sayesinde avantajlı konumda bulunuyor. Bugün gerçekleştirdiğimiz 120 bin tonun üzerindeki ihracat, büyük bir başarıdır. Entegre paslanmaz çelik üretimi için tüm koşulların mevcut olduğunu düşünüyoruz. Bu yatırımların gerçekleşmesi halinde, hem ithalat maliyetleri azalacak hem de yerli sanayimiz, özellikle paslanmaz çelik kullanan sektörler, ihracatlarını artırma imkanına sahip olacak. Bu nedenle, en önemli adım, entegre üretim tesislerinin kurulması ve bu yatırımların hızlandırılmasıdır. Ayrıca, bu konuda bilinçlendirme ve farkındalık çalışmalarıyla, sektörün gelişimini desteklemek büyük önem taşıyor” şeklinde konuştu.

    Çinli Yatırımcıdan Yalova’ya 257 Milyon Dolar’lık Yeni Proje

    Küçükemre, yeni yatırımların da hız kesmeden devam ettiğine dikkat çekti. “Çin’de ev aletleri, otomotiv ve tıbbi cihazlar gibi alanlarda faaliyet gösteren Yongjin Technology Group ve ortakları, Türkiye’de ve Avrupa’da talebi karşılamak amacıyla 257 milyon dolar tutarında yeni bir paslanmaz çelik tesisi kurmak üzere anlaşma sağladı. Bu firma, Çin’de beş, Vietnam’da iki, yakın zamanda Tayland’da yeni üretim merkezleri açmayı planlıyor. Türkiye’de ise yılda 400 bin ton soğuk haddelenmiş çelik sac ve şerit üretecek yeni bir fabrika inşası gerçekleştirilecek. Yalova Makine İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde inşa edilecek bu tesis, Türkiye’nin stratejik konumunu ve Avrupa pazarına erişimini kullanarak, uluslararası alanda markasını güçlendirmeyi hedefliyor” bilgisini paylaştı.

    Hurda Paslanmaz Çelik ve Ekonomiye Katkısı

    Küçükemre, Türkiye’de yıllık 200 bin tonun üzerinde toplanan hurda paslanmaz çeliğin, değerlendirilmediği için büyük ölçüde ihraç edildiğine dikkat çekti. “Bu hurdanın yurt içinde değerlendirilmesiyle, en az yılda 200 milyon dolarlık değer kaybını engellemiş oluruz. Yerli hurda kullanımını teşvik ederek, hem ekonomimize katkı sağlarız hem de ithalat bağımlılığını azaltmış oluruz” dedi.

    Finansal Destek ve Yatırım Teşviki Çağrısı

    Küçükemre, Türkiye’nin mevcut ekonomik koşullarında yüksek faizlerin, sanayinin büyüme ve yatırıma olan isteğini olumsuz etkilediğini vurguladı. “Yüksek faiz oranları, sanayicilerin yeni yatırımlar yapma isteğini azaltıyor ve mevcut projeleri ertelemelerine neden oluyor. Bu durum, üretim ve istihdamda kayıplara yol açıyor. Bu nedenle, devletimizden finansal destek ve çeşitli teşvikler bekliyoruz. Yatırım ortamının iyileştirilmesi ve faizlerin makul seviyelere çekilmesi, sektörümüzün gelişimi için büyük önem taşıyor” şeklinde sözlerini tamamladı.