Yenilenebilir Enerji Dönüşümünde Dijital Altyapı ve Sürdürülebilirlik Odaklı Yatırımlar

Enerjisa Üretim, yenilenebilir enerji alanında yaptığı devrim niteliğindeki yatırımlar ve teknolojik altyapısıyla Türkiye’nin enerji sektöründe yeni bir sayfa açıyor. Tamamlanan Uygar Rüzgar Enerji Santrali (RES) projesi, ilk fazda 60 türbin ile toplamda 250 MW kurulu güce ulaşmayı başardı. Bu yatırım, Türkiye’nin YEKA-2 ve YEKA RES-2024 projeleri kapsamında planlanan toplam 1.750 MW kurulu güç hedefinin önemli bir parçasını oluşturuyor ve tamamlandığında yılda yaklaşık 1 milyar kWh temiz enerji üretimi sağlayacak. Bu enerji, yaklaşık 500 bin hanenin yıllık elektrik tüketimine eşdeğer olup, çevre üzerindeki karbon salımını da yaklaşık 600 bin ton azaltacak. Bu sayede, sürdürülebilirlik ve çevre dostu enerji üretimi konusunda kayda değer bir adım atılmış olacak.

Enerjisa Üretim CEO’su İhsan Erbil Bayçöl, yaptığı açıklamada, “Tamamlandığında Türkiye’nin en büyük ikinci rüzgar enerji santrali olma özelliği taşıyacak Uygar RES projesi, sadece temiz enerji üretimiyle sınırlı kalmıyor; aynı zamanda yerli teknolojiyi ve dijital altyapıyı güçlendiren, mühendislik ve saha operasyonlarındaki istihdam zincirini genişleten, bölge ekonomisine doğrudan katkı sağlayan bir kalkınma hamlesidir” ifadelerine yer verdi.

Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılayan yaklaşık 4.000 MW kurulu güç ve 30 santral ile ülke enerji arz güvenliğinde stratejik bir rol üstlenen Bayçöl, “Uygar RES ile portföyümüzü güçlendiriyor, yenilenebilir enerji dönüşümündeki öncülüğümüzü sürdürüyoruz” dedi. Gelecek vizyonumuz, sürdürülebilir ve yerli kaynaklara dayalı büyümeyi hedefliyor.

Yerli Üretim ve Teknoloji ile Güçlenen Bir Gelecek

Santralin kritik bileşenlerinin Türkiye’de üretilmiş olması, yerli üretim ve teknolojinin ne denli güçlü olduğunu gösteriyor. Yerli ekipman ve mühendislik çözümleri ile kurulan altyapı, Türkiye’nin enerji sektöründeki bağımsızlığını pekiştiriyor ve yenilikçi Ar-Ge çalışmalarını destekliyor. Bu yatırımlar, Türkiye’nin enerji sektöründe uzun vadeli ve sürdürülebilir bir büyüme stratejisinin temel taşlarını oluşturuyor. Ayrıca, bu projeler sayesinde yerli sanayi gruplarının üretim verimliliği artıyor ve ihracata yeni fırsatlar doğuyor. 1.750 MW’lık YEKA projeleri, hibrit santraller, batarya enerji depolama sistemleri ve kapasite artırımlarıyla büyümeye devam ediyor; tamamlandığında, ülkenin toplam rüzgar enerjisi kurulu gücüne yaklaşık %15 oranında katkı sağlayacak. Bu büyük projelerin toplam yatırım değeri yaklaşık 2,5 milyar dolar civarında olup, Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanında en büyük yatırımlarından biri olarak öne çıkıyor.

Ovacık RES: Kadın Gücüyle Yöneten Bir Santral

Enerjisa Üretim, kadınların enerji sektöründe daha aktif rol almalarını teşvik etmek amacıyla REDKA (Rüzgârı Enerjiye Dönüştüren Kadınlar) programını hayata geçirdi. Bu kapsamda, Ovacık RES projesi, tamamen kadın mühendis ve teknisyenlerin yönetiminde faaliyet gösteren ilk santral olma özelliği taşıyor. Uçtan uca kadınlar tarafından idare edilen bu rüzgâr santralinde, teknik bakım, işletme yönetimi ve güvenlik gibi tüm kritik roller kadınların sorumluluğunda bulunuyor. “Enerjide fırsat eşitliği ve kadın istihdamını artırmak” amacıyla gerçekleştirilen bu proje, sektörün cinsiyet çeşitliliğine katkı sağlıyor ve kadınların enerji sektöründeki görünürlüğünü artırıyor.

Yatırım ve Teşviklerde Yeni Dönem: “Süper İzin”

Toplamda 1.750 MW kurulu güce ulaşacak projeleri için, toplamda 2 milyar doların üzerinde yatırım gerçekleştirildi. 750 MW’lık faz için yurtdışından 1.5 milyar dolarlık kredi sağlandı. Yatırımların önünü açmak ve hızlandırmak amacıyla, “süper izin” konseptinin hayata geçirilmesini sabırsızlıkla beklediklerini ifade eden CFO Mert Yaycıoğlu, “En büyük teşvik, izin sürelerinin kısaltılmasıyla sağlanacak. Bu sayede projelerin onay süreçleri hızlanacak ve yatırımlar daha verimli bir şekilde gerçekleşebilecek” dedi.

Piyasa Derinleşmeli, Güçlenmeli

Türkiye’nin enerji sektöründe sürdürülebilir büyüme ve güvenilirlik adına piyasanın derinleşmesi gerektiğine vurgu yapan İhsan Erbil Bayçöl, “Piyasa liberalleşme adımları atıldı, ancak henüz yeterince derin değil. 12 ayın ötesine geçen, fiyatların ve satışların öngörülebilir olduğu bir piyasa yapısı oluşturmamız lazım. 2027 ve sonrası için uzun vadeli planlamalar yapabilmeli, finansman kaynaklarını daha kolay erişilebilir hale getirmeliyiz” şeklinde görüşlerini aktardı.