Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Kastamonu: Tarih, Doğa ve Mutfak Kültürü

    Kastamonu, tarihi zenginlikleri, muhteşem doğası ve kendine has mutfak kültürü ile keşfedilmeyi bekleyen bir cennet. Bu yazıda, Kastamonu’nun tarihine, doğal güzelliklerine ve lezzetli yemeklerine dair her şeyi bulacaksınız.

    Kastamonu, tarihi zenginlikleri, muhteşem

    Kastamonu: Tarih ve Doğanın Buluştuğu Şehir

    Kastamonu: Tarih ve Doğanın Buluştuğu Şehir

    Zühre KURT Çağlar boyunca farklı uygarlıklara ev sahipliği yapmış olan Kastamonu, hâlâ geçmişten gelen ruhu yaşatan bir atmosfere sahip. Osmanlı’dan günümüze ulaşmış mimari eserleri ile tarihe tanıklık eden Kastamonu, konakları ile tam bir açık hava müzesi görünümündedir. Yüzyıllar boyunca farklı kültürlerden insanlara ev sahipliği yapmış olan bu kent, zengin tarihini mimariye yansıtmaktadır. Kastamonu’da, 100 yılı aşkın geçmişe sahip yaklaşık 400 konak bulunmaktadır.

    Kastamonu, ticaretin merkezi olarak işlev görmüş hanları, avluları ve kemerleri ile günümüzde de özgün tarihî eserler sunmaya devam etmektedir. Şehrin güneyinde Ilgaz Dağları, kuzeyinde ise Küre Dağları uzanmaktadır. Ilgaz Dağları Milli Parkı ve Kayak Merkezi, Türkiye’de kış turizminin dikkat çeken adreslerinden biri haline gelmiş ve her yıl kış aylarında pek çok kayak tutkununu ağırlamaktadır. Bu bölge, yalnızca kışın değil, yılın her döneminde büyüleyici manzaralar sunmaktadır. Ayrıca milli park olarak koruma altında olan Ilgaz Dağı, yaban hayatının gelişimi için önemli bir alan teşkil etmektedir.

    Kastamonu, İstiklal Yolu Tarihî Millî Parkı içerisinde, 95 km’lik uzunluğuyla Türkiye’nin en uzun üçüncü trekking parkuruna ev sahipliği yapmaktadır. Küre ve Ilgaz Dağlarının karstik arazi yapısı sayesinde sayısız mağara, derin kanyon ve şelale oluşumu gözlemlenmektedir. Valla Kanyonu, Ilgarini Mağarası, Ilıca Şelalesi ve Horma Kanyonları, bu görkemli doğal oluşumların başında gelmektedir. Horma Kanyonu, gezginler için Türkiye’nin en heyecan verici kanyonlarından biridir. 2016 yılında başlatılan çalışmalar sonucunda Horma Kanyonu’nun içerisinde yürüyüş yolu inşa edilmiştir. Bu kanyonun içinden akan Zara Çayı, aynı zamanda kanyonun sonundaki Ilıca Şelalesi’ne de hayat vermektedir. Zara Çayı, bazı yerlerde irili ufaklı şelaleler oluşturarak Horma Kanyonu’na ahenk katmaktadır. Kanyona gitmek için en güzel mevsimler ise bahar ve sonbahardır.

    Valla Kanyonu’nda bulunan sarp kayalıklar, kartal, akbaba ve atmaca gibi kuş türlerine ev sahipliği yaparken, kanyonu gören seyir teraslarından izlenen manzara büyüleyicidir. Kastamonu’nun Azdavay ilçesinde, dünyanın en büyük kanyonlarından biri olan Çatak Kanyonu da bulunmaktadır. Bu kanyondaki cam teras, ziyaretçilere etkileyici manzaralar sunmaktadır. 2012 yılından bu yana PAN Parks sertifikasına (Avrupa’nın Seçkin Millî Parkları Ağı) sahip olan Küre Dağları Millî Parkı, Avrupa’nın 13. Türkiye’nin ilk PAN parkıdır. Ayrıca, 2019 yılında Platin Yabanıl Sertifikası almıştır.

    Tarihe Tanıklık Eden Yapılar

    Şehrin merkezinde bulunan Nasrullah Meydanı, külliyesi, cami, medrese ve köprüsü ile sembol yapılar arasında yer almaktadır. Etrafındaki yapılar arasında Kurşunlu Han, Cem Sultan Bedesteni ve Penbe Han’a (Balkapanı Hanı) yürüyüş mesafesinde ulaşılabilmektedir. Cumhuriyet Meydanı’ndan Nasrullah Meydanı’na yürürken göreceğiniz ilk tarihi yapı, Nasrullah Köprüsü’dür. Halk dilinde “Kambur Köprü” olarak bilinen bu köprü, Karaçomak Deresi üzerinde, Nasrullah Cami yakınlarında yer almaktadır. 1506 yılında Nasrullah Cami ile beraber inşa edilmiştir.

    Nasrullah Meydanı, şehrin en büyük meydanıdır. Bu isimle anılmasının nedeni, Nasrullah Cami ve şadırvanının burada bulunmasıdır. Meydan, cami, şadırvan, köprü ve daha sonradan eklenmiş olan Münire Sultan Medresesi ile bir külliye görünümüne sahiptir. Aynı zamanda, milli mücadele zamanında destek toplamak için Mehmet Akif Ersoy’un bu camide vaaz vererek henüz TBMM’de kabul görmeden İstiklâl Marşı’nı ilk defa halka duyurduğu bilinmektedir. 1919 yılında milli mücadele için “ilk kadın mitingi” bu meydanda yapılmıştır. Meydanda bulunan şadırvandan su içen bir kişinin ömrü boyunca Kastamonu’yu 7 kez ziyaret edeceği ya da tamamen Kastamonu’ya yerleşeceğine inanılmaktadır.

    10 Bin Yıllık Mutfak Kültürü

    10 Bin Yıllık Mutfak Kültürü

    Pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olan Kastamonu’nun mutfak kültürü, 10 bin yıllık bir geçmişin birikimini yansıtmaktadır. Kastamonu ve çevresinde yetişen ürünler, yerel mutfak kültürünün derinlik kazanmasına olanak tanımaktadır. Kastamonu dışında yetişmeyen bu ürünler arasında; dünyanın ilk buğday çeşidi olarak bilinen binlerce yıllık Siyez Buğdayı, antioksidan özelliği yüksek Üryani eriği (Ala erik), mineral ve vitamin açısından zengin Taşköprü Sarımsağı ve Tosya Pirinci bulunmaktadır. Kastamonu’da gezerken, Kastamonu mutfağına ait lezzetlerin tadına bakmayı ve yöreye has el sanatı hediyelikler almayı ihmal etmeyin. Mutlaka denemeniz ve yanınızda götürmeniz gereken tatlar arasında; Taşköprü sarımsağı, Tosya üzümü, İnebolu kestanesi, Tosya pirinçleri ve Üryani eriği sayılabilir.

    1746 yılından beri var olan ancak 2001 yılında turizme kazandırılan Münire Medresesi El Sanatları Çarşısı’ndan, Kastamonu’ya ait el sanatlarını inceleyebilir ve sevdikleriniz için küçük hediyelikler alabilirsiniz.

    Türkiye’nin İlk ve Tek Şapka Müzesi

    Kastamonu’da gezilecek yerlerden biri olan Kastamonu Şapka Müzesi, Mimar Vedat Tek Kültür ve Sanat Merkezi bünyesinde kurulmuştur. Şapka Müzesi’nin Kastamonu için özel bir anlamı vardır; zira Mustafa Kemal Atatürk, şapka devrimini Kastamonu’da gerçekleştirmiştir. Başlangıçta sadece 3 adet şapka ile açılan müze, günümüzde 2000’i aşkın şapkaya ev sahipliği yapmaktadır. Müzede, yöresel şapkalar, dünya şapkaları ve ünlü modacı, siyasetçi ve sanatçılara ait şapkalar sergilenmektedir. Bülent Ecevit, Yıldırım Mayruk, Cemil İpekçi, Gönül Paksoy ve Filiz Akın gibi ünlü isimlerin şapkaları müzede bulunmaktadır. Ayrıca, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in ‘kimseye vermem’ dediği şapkası da burada sergilenmektedir.

    “Sen Ağa, Ben Ağa, İnekleri Kim Sağa”

    Gazetemiz tarafından düzenlenen “Yılın Başarılı İş Kadınları” ödülünü 2003 yılında kazanan Sabiha İzbeli, şehrin en eski turizm elçilerinden biridir ve 91 yaşındadır. Kahvaltısı ile ünlü İzbeli çiftliğinde konuklarını ağırlayan Sabiha İzbeli, “Sen ağa, ben ağa, inekleri kim sağa” sözü benim düsturum. Çiftliğin hanım ağası olarak her yerde varım. Koyunlara sarımsak sapı yedirirken de beni görürsünüz, konuklara anılarımızı anlatırken de” demektedir. Dönemin Osmanlı Padişahı IV. Mehmet (Avcı Mehmet) tarafından 1651 yılında tımarlı sipahi yetiştirilmek üzere İzbeli Ailesi’ne verilen bu çiftlik, geçmişten günümüze fazla bir değişiklik olmadan, doğal çevresi korunarak gelmiştir. Aynı zamanda bir turizm işletmesi olan çiftlikte, organik tarım ve hayvancılık işlerinin yanı sıra yerli ve yabancı turistlere kahvaltı hizmeti de verilmektedir. Yüzlerce yıllık tarihi barındıran çiftlikteki eski konak, günümüzde müze işlevi görmektedir.

    540 Yıllık Tarihi Hazine: Penbe Han

    2. Beyazıt tarafından 15. yüzyılda yaptırıldığı bilinen Penbe Han, diğer adıyla Balkapanı, zamanında ticaret için kullanılmıştır. Penbe kelimesi Farsça bir isimdir ve pamuk anlamını taşımaktadır. Handa, zamanında pamuk ve bal ticaretleri yapıldığı için bu isim verilmiştir. Kastamonu, hanlarıyla ünlü bir şehir olup, Penbe Han da bu anlamda önemli bir yere sahiptir. Günümüzde, toplamda 650 m²’lik bu alan restoran olarak hizmet vermektedir. Tarihi atmosferi koruyarak yapılan düzenlemeler ile hizmet veren mekanda, mantar turşusu yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir. İşletmecileri Cahit ve Bülent Kanburoğlu, “Kapıdan girdiğiniz an hem atmosferin hem de yöresel yemeklerimizin büyüsüne kapılmanız en büyük amacımız. Kastamonu yöresel yemekleri, binlerce yıllık kültürün getirdiği tariflere uygun olarak hazırlanıp yöresel sunum şekli ile sunulmaktadır” demektedir.

    Kastamonu’nun Meşhur Yemekleri

    • Banduma: Hindi eti ve suyuyla cevizli yufkanın bir araya gelmesinden oluşan özel bir yemek.
    • Etli Ekmek: İnce hamurun üzerine kıyma eklenerek pişirilen bir lezzet.
    • Ekşili Pilav: Siyez bulguru ve çeşitli baharatların kullanıldığı ekşili bir pilav.
    • Kastamonu Pastırması: Kastamonu’ya özgü pastırma çeşidi, özellikle sarımsak ve çemen ile kaplanarak hazırlanır.
    • Ispıt Yaprağı Sarması: Kastamonu’ya özgü taze ıspıt yapraklarının içine mısır unu ile hazırlanan hamurun eklenmesiyle yapılan bir sarma.
    • Köle Hamuru: Un ve tereyağından yapılan hamurun çeşitli malzemelerle pişirilmesiyle hazırlanan bir çeşit çorba veya tatlı.