Olağanüstü Durumlara Karşı Güçlendirilmiş Operasyonel Altyapı
QNB Türkiye Genel Müdürü Ferit PARLAK, bankanın olası acil durumlar ve afetler karşısında kesintisiz hizmet sunabilmesi için operasyonel altyapıların tümüyle yeniden planlandığını ve bu çalışmaların titizlikle sürdürüldüğünü vurguladı. Olası bir kriz veya doğal afet anında, bankanın temel işlevlerini aksatmadan devam ettirebilmek amacıyla, bütüncül ve ileri seviyede altyapı yatırımlarına öncelik verildiğini belirtti.
“İş Sürekliliği ve Çalışan Güvenliği En Üst Düzeyde”
Tan, “Ankara’daki yeni Genel Müdürlük Ofisi, bu stratejimizin somut ve güçlü bir örneği olarak tasarlandı. Amacımız; müşterilerimize kesintisiz, güvenilir ve hızlı hizmet sunmak ve çalışanlarımızın güvenliğini en üst seviyeye çıkarmak. Bu altyapı ve planlama sayesinde, herhangi bir afet veya acil durumda, hizmetlerimiz aksamadan devam edecek şekilde düzenlendi” dedi.
Risk Yönetimi ve Operasyonel Süreklilik Planları
Tan, “Ofisin altyapısı, risk yönetimi ekipleri tarafından detaylıca planlandı ve sürekli güncelleniyor. Kritik iş süreçleri ve pozisyonlar belirlenerek, yedekleme ve güçlendirme çalışmalarıyla altyapımız sağlamlaştırıldı. Ayrıca, veri yedekleme sistemleri ve alternatif iletişim kanallarıyla, bankacılık operasyonlarımızın devamlılığı sağlanıyor” ifadelerini kullandı.
830 Kişilik Güçlü Bir Ekiple Hizmet Veriyor
Yeni Ankara Genel Müdürlük Ofisi, mevcut 424 çalışanıyla hizmet veriyor ve önümüzdeki dönemde yapılan yeni işe alımlarla toplam çalışan sayısı 830’a ulaşacak. Bu kapsamda, acil durum ve kriz planları düzenli olarak gözden geçiriliyor, çalışanlara afet senaryolarına yönelik kapsamlı eğitimler sağlanıyor. Ayrıca, bilgi teknolojileri altyapısı, olağanüstü durumlara karşı güçlendirilerek, veri kaybının önüne geçilmesi ve hizmetlerin kesintisiz devamı garanti altına alınıyor.
“Sıfır Can Kaybı ve İş Kesintisi Hedefi”
Tan, “’Sıfır can kaybı, sıfır iş kesintisi’ vizyonu doğrultusunda, toplamda 36 projeden oluşan Bütünleşik Afet Yönetimi Programı yürütüyoruz. Bu program, çalışan güvenliği, veri koruma, altyapı güçlendirme ve operasyonel devamlılık alanlarını kapsıyor. Bugüne kadar, bu projelerin 19’u başarıyla tamamlandı ve toplam ilerleme oranı yaklaşık %85 seviyesine ulaştı” şeklinde konuştu.
Detaylı Yedekleme ve Güçlendirilmiş Altyapı
Tan, “Kritik iş süreçleri ve pozisyonlar belirlendi, yedekleme planları ve rolleri tanımlandı. Bu altyapı ve insan kaynağı, doğal afetlerde çalışanlarımıza ve müşterilere kesintisiz destek sunmayı amaçlıyor. Hangi ekiplerin yedekleneceği, iş kolları ve yöneticilerle birlikte belirlenerek, genel müdürlük faaliyetleri, IBTECH, iştirakler ve alternatif satış kanalları gibi tüm birimlerin yedeklenmesi sağlandı” dedi.
Çalışan Güvenliği ve Temel İhtiyaçlar
Tan, “Çalışanların can güvenliği ve ihtiyaçlarının karşılanması için afet durumlarına uygun barınma, yiyecek ve içecek gibi temel ihtiyaçlar projelendirildi. Ayrıca, psikolojik destek hizmetleri ve stres yönetimi eğitimleri de yürütülüyor. Banka binalarının deprem güvenliği detaylıca değerlendirildi ve gerekli güçlendirmeler tamamlandı. Veri kaybını önlemek ve hizmet sürekliliğini sağlamak amacıyla, yedekleme ve iş kurtarma planları hazırlandı” ifadelerini kullandı.
Kredi Büyüme Hedefleri ve Sektörel Çalışmalar
Tan, “Bankamız, yatırım teşviki olan şirketler, ihracat geliri olan firmalar ve BDDK tanımına uygun esnaf kredisi alanlar için, büyüme sınırlarını aşan kredi paketleri geliştiriyoruz. Bu kredilerle, daha agresif bir büyüme hedefliyoruz. Bankacılık sisteminin doğası ve sektörün dinamikleri gereği, kredide daha yüksek hacimlere ulaşmak istiyoruz” dedi.
Avantajlı Kredi Paketleri ve Sürdürülebilirlik
“Kredi portföyümüzü artırmak amacıyla, sektörel çalışmalar ve özel ürünler geliştirdik. Özellikle yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik projelerine odaklanıyoruz. Bu projelere uygun kredilerde, fiyatlandırma ve vade yapılandırmasında avantajlar sunmayı planlıyoruz. Bu sayede, hem rekabet gücümüzü artırıyoruz hem de çevresel ve toplumsal sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz” şeklinde sözlerine ekledi.
Enflasyon ve Döviz Kurları Hakkında Beklentiler
Tan, enflasyon ve TL mevduat getirisine ilişkin öngörülerini paylaşarak, “Mevcut enflasyon oranımız yaklaşık %37-38 seviyelerinde. Yılsonu enflasyon tahminimiz ise yaklaşık %28. Bu oranlar, TL mevduat sahiplerine reel anlamda kazanç sağlayacak seviyede. Döviz kurlarında ise, şu anki projeksiyonlarımız, 2024 yıl sonunda doların 42-43 bandında kalacağını gösteriyor” dedi.
TL Mevduat Talebinin Artışına Dair Görüşleri
Tan, “TL mevduata olan ilgi ve faiz oranları şu anda oldukça yüksek. Mevduat içindeki TL payı %60 seviyelerine ulaştı ve reel getiriler cazip durumda. Piyasalarda istikrar devam ederse, TL mevduat talebi ve getirileri yüksek kalmaya devam edecektir. Ayrıca, altın yatırımının da Türkiye’de popülerliğini koruduğunu ve jeopolitik riskler nedeniyle talebin canlı kalacağını düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
Hazine ve Merkez Bankası’nın Atmış Olduğu Adımlar
Tan, “Son iki ayda yaşanan volatiliteye rağmen, Hazine ve Merkez Bankası’nın attığı adımlar oldukça yerinde ve hızlıydı. Dezenflasyon sürecini destekleyen politikalar, ekonomik görünümde iyileşmeye katkı sağladı. Bu süreçte, döviz rezervlerinden yapılan azalma, faiz artışları ve piyasalardaki hareketlilik gözlemlendi. Merkez Bankası’nın faiz artırımı ve rezerv politikaları, piyasaların istikrar kazanmasına yardımcı oldu” dedi.
Yılsonu Enflasyon ve Döviz Kuru Tahminleri
Tan, “Gelişmelere rağmen, enflasyon ve döviz kuru beklentilerimizi değiştirmedik. 2025 yılı sonunda enflasyonun yaklaşık %28 seviyesinde olmasını öngörüyoruz. Dolar/TL kuru ise 42-43 bandında kalacaktır. Ayrıca, Türkiye’nin kredi notlarında yatay seyir öngörüyoruz” diye ekledi.
Kredi Faizleri ve Büyüme Sınırlarının Etkisi
Tan, “Mart ve Nisan aylarında, gecelik faiz artışlarının etkisiyle, ticari kredi faizleri belli oranlarda yükseldi. Ancak, piyasa talebi ve büyüme sınırları, bu faiz artışlarını sınırlamaya devam ediyor. Maliyet artışlarının kontrol edilmesi ve bilanço büyümesinin sınırlandırılması, sektörün finansal performansını etkiliyor. Özellikle, özkaynak kârlılığı üzerinde olumsuz etkiler görülüyor” şeklinde açıkladı.
Büyüme ve Maliyetleri Düşürmek İçin Stratejiler
Tan, “Para politikasında sıkı duruş devam ederken, bankaların büyüme stratejileri de bu ortamda şekilleniyor. Faizlerin yükselmesi, net faiz marjlarını daraltırken, kredi hacmini artırmak ve maliyetleri azaltmak adına, büyüme odaklı yeni yaklaşımlar ve ürünler geliştiriyoruz. Bankaların, büyüme oranlarını koruyabilmesi ve maliyetleri dengeleyebilmesi için, doğru stratejiler ve operasyonel verimlilik büyük önem taşıyor” diye sözlerini tamamladı.