Dünyanın karada gerçekleştirilen en büyük denizcilik fuarı olan Boot Düsseldorf, 18 Ocak’ta kapılarını açmaya hazırlanıyor. Bu dev organizasyonda, denizcilik dünyasının kalbi atacak; yelkenliler, motoryatlar, katamaranlar, deniz oyuncakları ve su jetleri, dünyanın dört bir yanından gelen katılımcılarla birlikte tekneseverleri karşılayacak.
Fuarda, kapalı alanda bulunan havuzda dalgıçlık ve sörf gibi eğitimler verilmeye devam edecek. Türk markalarının katılımı da son derece önemli. Türkiye’nin seri üretimle en çok motoryat üreten markası olan Sirena, fuarda dikkat çeken bir stand ile yabancı rakiplerinin tam karşısında yer alacak. Ayrıca, Anadolu Grubu’nun yeni projesi AIATA, dünya prömiyerini Almanya’da gerçekleştirecek. İtalyan ve Fransız markalar ise yepyeni yelkenli ve motoryatlarını sergilemek için hazırlıklarını sürdürüyor.
Ben de bu önemli fuarı yerinden takip ederek gözlemlerimi aktaracağım. Hamburg dışında denize kıyısı olmayan bir ülkede bu kadar büyük bir kara fuarının düzenlenmesi her zaman ilginç gelirken, Almanya için turizm ve süperyat üretimi her zaman büyük önem taşımaktadır. Özellikle 50 metre üzeri süperyat üretiminde Almanya’nın büyük bir tecrübesi var. Yelkenli tarafında ise Hanse, Bavaria gibi köklü ve seri üretim markaları dikkat çekiyor. Bu nedenle, dünya genelinde fuarların ivmeleri azalırken, Almanya’daki denizcilik fuarında şu ana kadar kayda değer bir gerileme yaşanmadı. Tekne sahipleri, satın almadan önce ürünleri görmek ve hissetmek istiyorlar.
Tabii ki, bir denizci olarak gönlümüzden geçen İstanbul, Cannes ve Fort Lauderdale gibi deniz fuarları olsa da, Almanya bu alışkanlığı değiştirecek gibi görünüyor.
Porsche ve Peugeot’nun İsim Savaşı
Dünya otomotiv tarihinde ilginç gelişmeler ve anektodlar sıkça yaşanmaktadır. Örneğin, Porsche 911’in ismi oldukça dikkat çekicidir. Alman marka, 1950’lerin sonlarında yeni bir model geliştirmek için yoğun çaba sarf ederken mevcut model 356’ya bir selef arayışına girmişti. Prototiplerin ardı arkası kesilmiyordu ve yeni modelin sahne alması için her şey hazırdı. 1963 yılında düzenlenen fuarda tanıtılan 901, günümüzün 911’inin de isim babası oldu.
Nasıl mı? 901 ile sahne alan ve büyük ilgi gören Alman markaya, Fransız Peugeot’dan bir uyarı geldi. O dönemlerde model kodları arasında sıfır olan rakamlı otomobilleri Peugeot üretiyordu ve 901 isminin kullanım hakkının da kendilerinde olduğunu iddia ediyorlardı. Almanlar hızlı bir çözüm bulup 0 yerine araya 1 rakamını ekledi ve günümüzün efsanesi olan 911 ortaya çıkmış oldu. 1964 yılından bu yana üretilen farklı kasa kodlu 911 modelleri olsa da hepsi hala 911 olarak adlandırılmaya devam ediyor. Ayrıca, eğer bir Porsche tutkunuysanız Stuttgart’taki müzeyi gezmekte fırsat bulursanız, özellikle özel üretimli modellerin üretim aşamasını görmek hayranlığınızı artıracaktır.
Saatlere Zam Geliyor
Saat tutkunları son birkaç yıldır markaların zamlı fiyatlarına alışmak zorunda kaldı. Avrupa’daki nispi enflasyon, üretim maliyetleri ve zorlukları, markaların yeni fiyatlama politikaları ile birlikte, özellikle yüksek saatçilikte fiyatları yukarı çekerken, saat severlerin satın alma kararlarını iki kez düşünmesine neden oluyor. Dünyanın en prestijli ve en bilinen saat markalarından biri olan Rolex, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıla da zamla girdi. Altın fiyatlarındaki yükseliş ile birlikte altın modellerde %14’e kadar, platinlerde %1-2 bantlarında ve diğer çelik modellerde %4-5 arasında fiyat artışları gözlemleniyor.
Kadınlar Akıllı Saate ve Vintage’a Yöneldi
Kasım ayında saatlerle ilgili yapılan ilginç bir araştırma, saatçilik sektörü üzerine önemli veriler sundu. Deloitte, son beş yıldır saatçilik sektörü üzerine ciddi bir ışık tutan bu araştırmayı tazelemeyi sürdürürken, araştırma için 6000 müşteri ve yüzden fazla ciddi saat koleksiyoneri ile görüşüldü. Çıkan sonuçlar, İsviçre saat endüstrisi için oldukça dikkat çekici. Deloitte Swiss Watch Industry Study adı verilen kasım ayı raporunda, iş hayatında yükselen kadınların kol saatine daha fazla ilgi gösterdiği, özellikle vintage saatleri sevdikleri sonucu ortaya çıktı.
2020 yılında yapılan araştırmada katılımcıların %40’ı geleneksel saatleri (mekanik, quartz) takarken, bu oran 2024 raporunda %22’ye düşmüş. Akıllı saatlerin 2020’deki oranı %18’den 2024’te %33’e yükseldi. Erkeklere oranla kadınların saat harcamaları düşük bir önceki değerlendirmeye göre bütçeleri %10 artmış olsa da, ortalama saat için 500-5000 Dolar arasında bir bütçe belirleniyor. 50-100.000 dolar arasında saat alan kadınların ortalaması %2, 2023 yılında bu oran %5 civarında. Ayrıca, kadınlar özellikle sosyal medyadan etkilenerek online saat almayı tercih ediyor. Araştırmaya göre, kadınların önemli bir kısmı saat butiklerinde kendini rahat hissetmiyor, ve kadınların kendi saatlerini kendi başlarına alma alışkanlığında da bir yükseliş gözlemleniyor.