Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Denizüstü Rüzgâr Enerjisi’nde İlk Sanayi Envanteri Yayınlandı

    Denizüstü rüzgâr enerjisi alanında önemli bir adım atıldı! İlk sanayi envanteri yayınlandı. Bu çalışma, sektördeki gelişmeleri ve potansiyeli ortaya koyarak, yenilenebilir enerji kaynaklarının geleceğine ışık tutuyor.

    Denizüstü rüzgâr enerjisi alanında önemli bir adım atıldı! İlk sanayi

    Türkiye’nin en yüksek potansiyele sahip temiz enerji kaynakları arasında yer alan Denizüstü Rüzgâr Enerjisi (DRES) alanında ilk sanayi envanteri yayınlandı. Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA), Denizüstü Rüzgâr Enerjisi Derneği (DÜRED) ve Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) iş birliğiyle, İzmir Kalkınma Ajansı’nın destekleriyle hazırlanan “Denizüstü Rüzgâr Enerjisi Yol Haritası ve Sanayi Envanteri”, Türkiye’de bu alanda faaliyet gösterebilecek firmaları ve niteliklerini belgeleyerek büyük bir önem taşıyor.

    “Çandarlı Limanı için DRES vizyonunu destekliyoruz”

    Envanter çalışması hakkında değerlendirmelerde bulunan ENSİA Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, Türkiye’nin denizüstü rüzgâr enerjisindeki büyük potansiyelin harekete geçirilmesinde bu envanterin kritik bir rol oynadığını vurguladı. Kalaycı, “Türkiye, karasal rüzgâr enerjisinde 26 yılda 12 bin Megavat (MW) seviyesinde kurulu güce ulaşmayı başardı. Bu yatırımlar, dünya sıralamasında beşinci sıraya yükselmemizi sağladı. Toplam kurulu gücümüzün yüzde 11’ini rüzgâr enerjisinden elde ediyoruz. Ancak, denizüstü rüzgâr enerjisinde henüz başlangıç aşamasında olduğumuzu unutmamalıyız. Rüzgâr enerjisinde 2035 yılı itibarıyla 29 bin 600 MW seviyesine ulaşmayı hedefliyoruz ve bu kurulu güç içerisinde denizüstü rüzgâr enerjisinin yalnızca 5 bin MW’lık bir pay alacağı öngörülüyor. Bu hedef, Türkiye’nin keşfedilmiş denizüstü rüzgâr enerjisi potansiyelinin sadece 15’te birine denk geliyor” dedi.

    İzmir’in rüzgâr enerjisi alanındaki uluslararası kümelenme başarısına dikkat çeken Alper Kalaycı, kentin Türkiye’de bulunan üç türbin kanadı fabrikasının tamamına, yedi kule fabrikasının dördüne ve iki döküm tesisinden birisine ev sahipliği yaptığını belirtti. Kalaycı, “İzmir’de rüzgâr sanayisinde faaliyet gösteren firmalarımız, Türk rüzgâr endüstrisinin toplam cirosunun yaklaşık yüzde 85’ini oluşturuyor. Bu başarıyı denizüstü RES’lerin üretiminde de göstermeye hazırız. Çandarlı Limanı ve geri besleme sahasının, DRES üretimine odaklanan bir yapı ile kurgulanması, Türkiye’nin bu alanda dünya çapında önemli bir üretim ve ihracat merkezi olmasını sağlayacaktır. Sektör olarak Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın bu vizyonuna inanıyor ve tam destek veriyoruz.”

    Çin DRES’lerde Dünyanın Açık Ara Lideri

    • Küresel Rüzgâr Enerjisi Konseyi (GWEC) verilerine göre, 2023 yılında dünya genelinde DRES kurulu gücü 10,8 GW artarak 75,2 Gigavat’a (GW) ulaştı ve bu, en yüksek ikinci yıllık artış olarak kaydedildi.
    • 2023 yılı sonu itibarıyla Asya ve Avrupa’da kurulu güç sırasıyla 41 GW ve 34 GW’a ulaştı. Çin, geçen yıl DRES kurulu gücünü 6,3 GW artırarak üst üste altıncı kez dünyanın lideri konumuna geldi.
    • Avrupa genelinde ise geçen yıl elde edilen kurulu güç artışı 3,8 GW olarak gerçekleşti.
    • GWEC, 2028 yılında yıllık açık deniz rüzgârı kurulumunun 2023’te görülen seviyeye kıyasla üç katına çıkmasını bekliyor.

    Karasal RES’lere Göre 10 Kat Fazla İstihdam

    • Denizüstü RES’ler, başta kuzey Avrupa ülkeleri olmak üzere gelişmiş ülkelerde uzun yıllardır sürdürülebilir enerji üretimi için kullanılmaktadır.
    • Ülkeler, deniz yetki alanları ve münhasır ekonomik bölgelerinin sınırlarını dünyaya duyurmak için DRES’lere stratejik bir önem atfetmektedir.
    • Pek çok sektöre sipariş veren büyük bir mekanizmaya sahip olan DRES’ler, karasal RES’lere göre on kat daha fazla istihdam sağlamaktadır.
    • Türkiye’nin tersane sektöründeki ileri düzeyi, denizüstü RES’lerin tüm ekipman üretimlerini ve montajını ithalata bağımlı olmadan gerçekleştirme potansiyelini artırmaktadır. Bu durum, denizüstünde yapılacak tüm tesislerin mühendislik, tasarım, Ar-Ge ve inşaat süreçlerinin tamamen Türk şirketleri tarafından yerli imkanlarla gerçekleştirilmesini mümkün kılmaktadır.