Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Azerbaycan’da COP29 Zirvesi: İklim Krizi ve Sürdürülebilir Gelecek Üzerine Tartışmalar

    Azerbaycan’da gerçekleşen COP29 Zirvesi, iklim krizi ve sürdürülebilir gelecek üzerine önemli tartışmalara ev sahipliği yapıyor. Küresel çözümler, işbirlikleri ve yenilikçi yaklaşımlarla iklim değişikliğiyle mücadele yolları ele alınıyor.

    Azerbaycan'da gerçekleşen COP29 Zirvesi, iklim krizi ve sürdürülebilir gelecek üzerine

    Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de devam eden COP29 zirvesi kapsamında, taraf ülke temsilcileri “2030 Hedefleri Öncesi: 2024 Yılı Yüksek Düzeyli Bakanlar Yuvarlak Masa Toplantısı” programında bir araya geldi. Bu önemli toplantıya, ülke temsilcilerinin yanı sıra Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) İcra Sekreteri Simon Stiell, COP29 Başkanı ve Azerbaycan Ekoloji ve Doğal Kaynaklar Bakanı Muhtar Babayev, IPCC Başkanı Jim Skea ve UNFCCC yetkilileri katıldı.

    Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Muhtar Babayev, COP29 sürecinin yarısının tamamlandığını ve bundan sonraki görüşmelerin son derece kritik bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Ana gündem maddesi olan Yeni Kolektif Sayısallaştırılmış Hedef (NCQG) üzerinde yoğunlaşırken, iklim krizinin çeşitli boyutlarını ele aldıklarını ifade etti. Babayev, enerji geçişini desteklemek amacıyla emisyon azaltımı konusunda birçok cesur girişim başlatıldığını belirtti. Bu konudaki gelişmeleri özetlerken, “Depolama şebekeleri, koridorlar ve hidrojen konusundaki taahhütlerimiz ve beyanlarımız mevcuttur.” dedi.

    Babayev, COP28’in metan gazı konusundaki odağını COP29’da genişleterek, organik atıklardan kaynaklanan metan gazı emisyonlarına dikkat çekti. “Gıda atıkları, küresel emisyonların yüzde 10’unu oluşturuyor. Ülkelerin organik atıkları endekslerine dahil etmeleri için bir deklarasyon başlattık. ABD, Çin ve Azerbaycan, Metan Zirvesi sırasında birçok ülkenin kendi ulusal tesislerinde organik atıklara odaklanmaya başlamasından memnuniyet duydular.” diye konuştu.

    Milyarlarca İnsan İçin Tehlike

    Toplantıya katılan her paydaşın önemli olduğunu vurgulayan Simon Stiell, “Eğer bizi doğru yola yönlendirecek bir yuvarlak masa toplantısı olsaydı, işte bu toplantı o olurdu. Hepinizin aynı odada, çözüm bulmaya hazır bir şekilde bulunması gereken bir an bu andır.” ifadelerini kullandı. Yayımlanan son Ulusal Katkı Beyannamesi (NDC) raporunun sonuçlarına değinen Stiell, mevcut ulusal iklim planlarının yeterince ileri gitmediğini ve milyarlarca insanın hayatının ve geçimini tehlikeye attığını belirtti. İklim kriziyle etkili bir şekilde mücadele edebilmek için yeni NDC politikalarına ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Stiell, “Bir an önce harekete geçilmesi gerekiyor.” şeklinde çağrıda bulundu.

    2030’a Kadar İyileşme Olasılığı

    İklim kriziyle mücadelede tehlikeleri ve fırsatları içeren bir sunum gerçekleştiren Jim Skea, “1,5 derecelik ısınmaya tehlikeli derecede yakınız ve 2024 yılında bu seviyenin geçici de olsa aşılması söz konusu olabilir. Eğer bu şekilde devam edersek, bu yüzyılda 3 derecelik ısınmaya ulaşabiliriz.” öngörüsünü paylaştı. Atmosferde biriken karbondioksitin her geçen gün küresel ısınma risklerini artırdığına dikkat çeken Skea, gerekli önlemler alınması halinde 2030’a kadar birçok iyileşmenin görülebileceğini belirtti.

    Sera gazı emisyonlarının azaltılması noktasında enerji sektöründeki potansiyellerden bahseden Skea, “En büyük potansiyel, özellikle rüzgar ve güneş enerjisi olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarında yatmaktadır. Her biri yılda yaklaşık 4 gigaton karbondioksit eşdeğeri, toplam emisyonların yüzde 7’si kadar emisyon azaltma potansiyeline sahiptir. Yenilenebilir enerjinin maliyetleri son yıllarda önemli ölçüde düştü. Fosil yakıt üretiminden kaynaklanan kaçak metan emisyonlarının azaltılması da büyük bir potansiyel taşımaktadır. Metan, güçlü bir sera gazı olduğu için Küresel Metan Taahhüdü’nün (GMP) imzalanması, yakın vadede ısınmayı önlemek açısından hızlı sonuçlar getirebilir.” dedi.

    Skea, ayrıca yakın zamanda elde edilebilecek diğer kazanımları ise köklü yenilenebilir enerji teknolojileri, tercih eden ülkeler için nükleer enerji ve karbon yakalama ile depolama teknolojileri şeklinde sıraladı. Hayatın her alanında sürdürülebilir uygulamaların emisyon azaltım çabalarına destek olacağını kaydeden Skea, bu çabaların insan sağlığına da katkıda bulunacağını dile getirdi.

    Toplantının son bölümünde söz alan ülke temsilcileri, iklim kriziyle mücadele amacıyla hayata geçirdikleri sürdürülebilir uygulamalara dair bilgi alışverişinde bulundu ve çeşitli konulardaki beklentilerini paylaştı.