2025 Küresel Havayolu Endüstrisi Beklentileri
Necmi ÇELİK tarafından yapılan değerlendirmeye göre, dünya genelinde 340 hava yolu şirketini bir araya getiren ve küresel yolcu trafiğinin %80’ini temsil eden Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), maliyetler ve tedarik zinciri zorluklarının yaşandığı bir dönemde 2025 yılı için temkinli bir mali görünüm sunmuştur. İsviçre’nin Cenevre kentinde düzenlenen IATA Küresel Medya Toplantısı’nda açıklanan verilere göre, toplam endüstri gelirlerinin 2025 yılında 1 trilyon 7 milyar dolara ulaşması beklenmektedir. Bu, 2024’e göre %4,4’lük bir artış anlamına gelirken, endüstri gelirleri ilk kez 1 trilyon doları aşarak önemli bir eşik geçecektir. Toplam giderlerin ise %4 artarak 940 milyar dolara ulaşacağı öngörülmektedir.
Yolcu sayısının 2024 yılına kıyasla %6,7 artışla 2025 yılında 5,2 milyara ulaşacağı tahmin edilmekte; hava kargo hacminin de %5,8 artışla 72,5 milyon tona çıkacağı beklenmektedir. 2025 yılı itibarıyla net karın %3,6 net kar marjı ile 36,6 milyar dolar olması ve yolcu başına ortalama net karın 7 dolar seviyesinde gerçekleşmesi öngörülmektedir. Bu rakam, 2023’teki 7,9 dolarlık en yüksek seviyenin altında kalırken, 2024’teki 6,4 dolarlık rakama göre ise kısmi bir iyileşmeyi temsil etmektedir. 2025 yılı için faaliyet karının %6,7’lik net faaliyet marjı ile 67,5 milyar dolar olması beklenmektedir.
Küresel Ekonominin Önemi
Toplantıda, küresel sivil havacılık sektörünün genel değerlendirmesini yapan IATA Genel Direktörü Willie Walsh, düşük petrol fiyatlarının sağladığı avantajlar sayesinde havayollarının doluluk oranlarını ortalama %83’ün üzerinde tutmayı başardığını ve maliyetleri sıkı bir şekilde kontrol etmeye çalıştığını ifade etti. Walsh, karbonsuzlaştırmaya yatırım yaparken ve pandeminin ardından normale dönüş sürecini yönetmeye odaklandıklarını belirtti. Walsh, “Tüm bu çabalar, havayollarının kontrolü dışındaki karlılık üzerindeki çeşitli engelleri azaltmaya yardımcı olacaktır,” dedi.
2025 yılında sektör gelirlerinin ilk kez 1 trilyon doları aşacağına dikkat çeken Walsh, “Bir trilyon dolar önemli bir büyüklük ve küresel ekonominin neredeyse %1’ini temsil ediyor. Bu, havayollarını stratejik olarak önemli bir sektör haline getiriyor. Ancak havayollarının faiz ve vergilerinden hiç bahsetmeden sektörün 940 milyar dolarlık maliyet taşıdığını unutmayın. Sadece %3,6’lık bir net kar marjını korumaya çalışıyoruz,” şeklinde konuştu.
İstihdam ve Ekonomik Etki
IATA Başekonomisti Maria Owens Thomsen ise, havayolu endüstrisinde yaratılan istihdamın 2025 yılında 3,3 milyona çıkmasının beklendiğini açıkladı. Thomsen, “Havayolları, 86,5 milyon kişiyi istihdam eden ve 4,1 trilyon dolar ekonomik etki yaratan küresel havacılık değer zincirinin ana çekirdeğini oluşturuyor. Havacılıkla sağlanan ivme, tüm sektörlerde büyüme için bir ekonomik katalizör işlevi görüyor,” değerlendirmesinde bulundu.
Gelir Kaynakları
2025 yılında gelirlerin %4,4 artarak 1,007 trilyon dolara ulaşması beklenmektedir. Yolcu gelirlerinin 2025 yılında yan hizmetlerden 145 milyar dolar (toplam gelirlerin %14,4’ü) ile 705 milyar dolara (toplam gelirin %70’i) ulaşması öngörülmektedir. 2025’te ortalama uçak biletinin 380 dolar düzeyinde olacağı tahmin edilmektedir. Yolcu talebinin (RPK) 2025 yılında %8 oranında artması beklenirken, bu da beklenen %7,1’lik kapasite artışının (ATK) önünde bulunuyor. Uçak kalkışlarının 2024’e göre %4,6 artışla 40 milyona ulaşacağı ve ortalama doluluk oranının artacağı hesaplanmaktadır. 2025 yılında kargo gelirlerinin 157 milyar dolara ulaşacağı ve bu rakamın toplam gelirler içinde %15,6’lık bir pay oluşturacağı öngörülmektedir. Hava kargo için 2025 olumlu bir tablo çizerken kargo talebinin de %6 büyümesi beklenmektedir.
Maliyetlerin Artışı
Havacılıkta giderlerin 2025’te %4,0 artarak 940 milyar dolara çıkması öngörülmektedir. IATA analizine göre, 2024’te yakıt dışında genel olarak daha yüksek maliyetler görülmüş ve bu durum marjlar üzerinde baskı oluşturmuştur. Temel maliyet sorunları arasında yoğun maaş baskısı ve 2024’te çeşitli havayolu çalışanlarının greviyle ilgili tek seferlik harcamalar yer almaktadır. Ek olarak, yaşlanan küresel filo nedeniyle bakım maliyetlerinde de keskin bir artış yaşanmıştır. Genel yakıt dışı birim maliyetler 2024’te %1,3 artarak toplam 643 milyar dolara ulaşmıştır. Yakıt maliyetlerinin toplam giderler içindeki payının %28,9’dan %26,4’e ineceği hesaplanmaktadır. 2025 yılında yakıt dışı birim maliyet artışlarının ise %0,5 ile sınırlı kalacağı ve toplamda 692 milyar dolara ulaşacağı öngörülmektedir. Yakıt dışı maliyetlerin en büyük bölümünü işçilik maliyetleri oluşturmakta; 2025’te işgücü maliyetlerinin 2024’e göre %7,6 artarak toplam 253 milyar dolara ulaşması beklenmektedir. Sektör toplamında işgücünün %4 artarak 3,3 milyon kişiye ulaşacağı tahmin edilmektedir.
Tedarik Zinciri Sorunları
- Küresel filonun ortalama yaşı, 1990-2024 dönemi için ortalama 13,6 yıldan önemli bir artışla 14,8 yıla yükselerek rekor bir seviyeye çıktı.
- Uçak teslimatları, 2018’deki 1.813 uçak teslim rakamından keskin bir şekilde düştü. 2024 teslimatları için tahmin, yıla girerken tahmin edilene göre %30 düşüşle 1.254 uçakta kalacak.
- 2025’te teslimatların 1.802’ye yükseleceği tahmin ediliyor, bu da 2.293 teslimat için daha önceki beklentinin oldukça altında ve 2025’te daha fazla aşağı yönlü revizyon oldukça olası görülüyor.
- Yeni uçaklar için kümülatif karşılanmamış sipariş sayısı rekor bir seviye olan 17.000 uçağa ulaştı. Mevcut teslimat oranlarında, bu teslimatların yerine getirilmesi 14 yıl sürecek.
Jeopolitik Riskler
Güçlü jeopolitik ve ekonomik belirsizliklerle birlikte, sektör görünümüne ilişkin önemli riskler de bulunmaktadır. IATA analizinde şu değerlendirmelere yer verilmektedir: “Avrupa ve Orta Doğu’daki savaşların yayılması durumunda beklentilerin kötüleşmesi riski bulunmaktadır. Tersine bir durumda ise her iki çatışmada da barışın sağlanmasının, özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı örneğinde olumlu bir etkisi olması muhtemeldir. ABD’de Trump Yönetimi, beraberinde birçok önemli belirsizliği de getirmektedir. Gümrük tarifeleri ve ticaret savaşları muhtemelen hava kargosuna olan talebi azaltacak ve potansiyel olarak iş seyahatlerini de etkileyecektir. Bu politikalar, politika tepkisi olarak daha yüksek faiz oranlarıyla enflasyonu yeniden alevlendirirse, talep üzerindeki olumsuz etkiler daha da kötüleşecektir. Bununla birlikte, ilk Trump yönetiminin iş dostu duruşu bu dönemde devam ederse, deregülasyon ve iş basitleştirmesinden elde edilen kazanımlar önemli olabilir. ABD’de havacılığın karbondan arındırma çabalarına hükümetin desteği konusunda belirsizlik bulunmaktadır.