Günay DEMIRBAĞ ile Penfest ve Yılın Kalemi 2024
Hafta sonu düzenlenecek olan Penfest’de sergilenecek olan ve sınırlı sayıda üretilen özel koleksiyon parçası, Osmanlı Sanatı Uzmanı, Tasarımcı ve Yazar Serdar Gülgün tarafından titizlikle tasarlandı. Gülgün ile bu eşsiz modelin ayrıntılarını ve ilham kaynaklarını konuştuk.
Faber-Castell ile kalemi tasarlamak için bir araya gelmenizden kısaca bahseder misiniz?
Faber-Castell ailesi ile uzun yıllardır tanışıklığımız var. Bu köklü marka, 2000’li yılların başından itibaren insanlığın ve dünya kültürünün gelişimine katkıda bulunan dönemlerden ilham alarak, özel tasarımlar ile sınırlı sayıda kalemler üretmektedir. Yaklaşık üç yıl önce Kont Charles von Faber-Castell, bana bu projeden bahsetti ve bu özel kalemin tasarımında benimle iş birliği yapmak istedi. Uzun süren bir konsept, tasarım ve üretim sürecinin ardından, Yılın Kalemi 2024 – Osmanlı Kültürü ortaya çıktı. Graf von Faber-Castell Yılın Kalemi 2024, ilhamını Osmanlı İmparatorluğu’nun ihtişamının, estetiğinin ve egzotik kültürünün Avrupa’ya yansıdığı 16. ve 18. yüzyıllar arasındaki “Turquerie/Türk Etkisi” döneminden almaktadır.
Yılın Kalemi 2024 için Osmanlı kültürü ve Turquerie modasını temel alarak ilham aldığınız unsurlar nelerdi?
Yılın Kalemi 2024-Osmanlı Kültürü’nü tasarlarken, Turquerie döneminde Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde inşa edilen Osmanlı çadırlarından ve bu çadırların çizimlerinden ilham aldım. Bu çadırlar genellikle çizgili, püsküllerle süslenmiş ve çoğunlukla mavi-beyaz tonlarında olmaktadır. Teknik olarak, Osmanlı metal sanatında kullanılan aznavur işi olarak bilinen metal yüzey çalışmasını ve mine tekniğini uygulamayı tercih ettik. Kalemimizi, toplamda 18 adet yakut taşla bezerken, altına benim çok sevdiğim bir sembol olan Lale devri kaplumbağasını yerleştirdik. Kalemin kapağının üst kısmını ise hafif bir çadır kubbesiyle tamamladık. Kalemin gövdesindeki balıksırtı deseni, Osmanlı oklarından ilham alırken, püsküllü hilaller Osmanlı mızraklarını simgeliyor.
Turquerie’i açıklar mısınız, özellikle Avrupa için ne ifade ediyor?
Batı’ya ilk Osmanlı büyükelçilerinin gönderilmesiyle birlikte Avrupa’da “Turquerie” olarak adlandırılan bir moda dönemi başlamıştır. Bu etki, pek çok sanat alanında kendini göstermektedir. Örneğin, bu dönemde ünlü besteci Mozart, Türk Marşı’nı ve Saraydan Kız Kaçırma Operası’nı kaleme almıştır. Asilzadeler, Osmanlı kıyafetlerini giyerek portrelerini yaptırmışlar, büyük şatolarında “Türk Odası” adı verilen özel dekorasyonlu odalar oluşturmuşlardır. Bahçelerde ise Osmanlı çadırları ve çardakları inşa edilmeye başlanmıştır. Osmanlı tarzı çadırlar, Avrupa bahçelerini süslerken, saraylarda lüks halılar, kanopiler ve özenli süslemelerle donatılmış Türk salonları oluşturulmuştur.
Tasarımdaki detayları göz önünde bulundurarak, Turquerie modasının Avrupa’daki etkisini ve Osmanlı kültürü ile bağını nasıl yorumluyorsunuz?
Bu temayı seçmenizdeki nedenler nelerdir? Turquerie benim özel bir ilgimi çeken bir akım, çünkü Batı ile Osmanlı’nın karşılaşmasından doğmuş, son derece güzel ve neşeli bir sentezdir. Batı, Osmanlı kültüründen aldığı ilhamı kendi estetik anlayışına göre yorumlayıp hayatına entegre etmiştir. Dünyanın pek çok sarayında Türk odaları yapılmış, bu odalarda Türk kahvesi içilip, Osmanlı temalı balolar düzenlenmiştir. Osmanlı dünyasının zenginliği ve egzotikliği, Batılıları büyülemiş ve bu durum, birçok güzel eserin ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Bu nedenle, bu dönemin eserlerini özellikle seviyor ve ilham verici buluyorum.

