Üç Deniz Girişimi ve Bölgesel İşbirliği
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, ülkelerin öncelikle bölgesel, sınır veya yakın komşularıyla güçlü ve sürdürülebilir işbirliği yapmasının büyük önem taşıdığını vurguladı. Kendisi, “Bölgenizi ne kadar geliştirebilirseniz, küresel arenada da o kadar güçlenirsiniz ve karşılıklı menfaatleriniz artar” diyerek bu fikri dile getirdi.
Türkiye’nin Stratejik Konumu ve Üç Deniz Girişimi’ndeki Rolü
Polonya’nın başkenti Varşova’da düzenlenen ve Polonya, Romanya, Bulgaristan gibi ülkelerin katılımıyla gerçekleştirilen Üç Deniz Girişiminin 10. Zirvesi sonrasında yaptığı açıklamada, Uraloğlu, Türkiye’nin bölgesel konumunun ne kadar kritik olduğunu belirtti. “Türkiye, Orta ve Doğu Avrupa’da enerji, ulaşım ve dijital altyapı projelerinde önemli bir aktör haline geldi” diyen Uraloğlu, bu girişimin bölge ülkeleri arasında stratejik önemi olduğunu ifade etti.
Stratejik Ortaklık ve Altyapı Projeleri
Türkiye’nin girişime katılımıyla, yaklaşık 800 kilometrelik bir kara yolu projesi gündeme geldiğini ve bu projenin yaklaşık üçte birinin tamamlandığını, kalan bölümlerin ise inşasının sürdüğünü belirtti. Uraloğlu, bu ortaklık sayesinde hem ulaşım koridorlarının etkin kullanılacağını hem de Türk müteahhitlerinin yeni fırsatlara erişeceğini vurguladı.
“Üç Deniz Girişimi, başlangıçta Baltık’tan Adriyatik’e ve Karadeniz’e uzanan ülkelerin ortaklığıyla başladı. Ancak, Hazar Denizi ve Basra Körfezi’ne de bağlanmasıyla, aslında toplamda beş denizi kapsayan geniş bir proje haline geldi” diyerek, bölgesel entegrasyonun önemini dile getirdi. Bu gelişmelerle birlikte, projeden alınacak payın artması ve ülkesinin bu süreçten maksimum faydayı sağlaması hedefleniyor.
Türk Firmalarının ve İşbirliklerinin Artması
Polonya, Moldova, Romanya, Bulgaristan gibi ülkelerde birçok Türk firmasının faaliyet gösterdiğine değinen Uraloğlu, bu sayının ilerleyen zamanda daha da artmasını beklediklerini belirtti. Bakan, Moldova Altyapı ve Bölgesel Kalkınma Bakanı Vladimir Bolea ile yaptığı görüşmeye de atıfta bulunarak, yaklaşık 2 milyar avro tutarında AB fonunun Türk firmalarına ve müteahhitlerine yönlendirilmesini istediklerini ve mevcut projelerdeki Türk şirketlerinin çalışmalarını desteklediklerini ifade etti.
Bölgesel İşbirliği ve Gelişme Stratejileri
Uraloğlu, hiçbir ülkenin tek başına kendi kendine yetemeyeceğine dikkat çekerek, ülkelerin öncelikle yakın komşuları ve bölgesel ortaklarıyla işbirliği yapmasının hayati olduğunu vurguladı. “Üç Deniz Girişimi”nin tam da bu amaçla kurulduğunu anlatan Uraloğlu, şunları ekledi:
- “Türkiye’nin Kalkınma Yolu projesinde 4 ülke yer alıyor; Azerbaycan, Gürcistan, Türk Cumhuriyetleri ve Çin’e kadar uzanan geniş bir bölgeyi kapsıyor.”
- “Bölgenizi ne kadar geliştirebilirseniz, küresel güç dengelerinde de o kadar etkin olursunuz ve karşılıklı menfaatleriniz artar.”
- “Türk firmaları, Avrupa, Afrika ve Uzakdoğu gibi farklı kıtalarda büyük başarılar elde ediyorlar ve bu başarılar bizi gururlandırıyor.”
Sonuç olarak, Uraloğlu, Türk şirketlerinin ve ortaklıkların bu gelişmelerden daha fazla pay alması ve yeni iş imkanlarına hazırlanması gerektiğine inanıyor. Bu vizyonla, bölgesel işbirliği ve altyapı projelerinde aktif rol almaya devam edeceklerini belirtti.