Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Türkiye’nin Jeotermal Potansiyeli ve Gıda Güvenliği Üzerindeki Etkileri

    Türkiye’nin jeotermal potansiyeli ve gıda güvenliği üzerindeki etkileri hakkında detaylı bilgi. Yenilikler ve sürdürülebilirlik odaklı içerik.

    Türkiye’nin jeotermal potansiyeli ve gıda güvenliği üzerindeki etkileri hakkında detaylı

    Geçtiğimiz ay Türkiye’de yaşanan ve 30’un üzerinde ili etkileyen aşırı zirai don olayları, tarım sektörü ve gıda fiyatları üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratırken, önümüzdeki döneme ilişkin gıda güvenliği endişelerini de artırdı. Bu olumsuz hava koşulları, özellikle seracılık ve tarımsal üretim alanlarında önemli kayıplara yol açarak, gıda arzını tehdit edici bir hale getirdi.

    Jeotermal Yatırımcılar Derneği (JEMYAD) tarafından organize edilen ve Kapadokya’nın eşsiz doğal güzellikleri eşliğinde gerçekleştirilen “Uluslararası Jeotermal Yatırım Zirvesi”, jeotermal enerjinin ülke ekonomisine ve sürdürülebilir kalkınmaya olan katkılarını detaylı şekilde masaya yatırdı. Bu etkinlikte enerji alanının yanı sıra turizm, madencilik, sağlık ve özellikle tarım sektöründeki jeotermal uygulamaların potansiyeli kapsamlı biçimde tartışıldı. Katılımcılar, jeotermal enerjinin gıda güvenliğine sağlayacağı katkıların altını çizerek, bu kaynaktan daha etkin biçimde faydalanmanın yollarını aradı.

    Geçtiğimiz ay Türkiye’de yaşanan ve 30’un üzerinde ili etkileyen aşırı zirai don olayları, tarım sektörü ve gıda fiyatları üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratırken, önümüzdeki döneme ilişkin gıda güvenliği endişelerini de artırdı. Bu olumsuz hava koşulları, özellikle seracılık ve tarımsal üretim alanlarında önemli kayıplara yol açarak, gıda arzını tehdit edici bir hale getirdi.

    Dünyada ve Türkiye’de Jeotermal Enerjinin Yükselişi

    Etkinliğin açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Dünyada jeotermal enerji kurulu gücü 17 bin megavat seviyesine ulaştı. Önümüzdeki 25 yıl içerisinde, yenilenebilir enerji içindeki payı %0,5’ten %3 ila 5 arasına yükselecek. Türkiye, jeotermal kaynaklarıyla hem ekonomik hem de sürdürülebilir enerji üretimi açısından büyük bir potansiyele sahip.” diyerek Türkiye’nin bu alandaki gelişmişlik seviyesine dikkat çekti. Yılmaz, ayrıca, Türkiye’nin toplam kurulu gücünün 1.734 megavat olduğunu ve bu gücün ilk etapta 40 bin megavata çıkarılmasının mümkün olduğunu belirtti. “Güneş ve rüzgârın yanı sıra, jeotermal enerji, ülkemize çok daha fazla katma değer sağlayacak önemli bir enerji kaynağıdır.” şeklinde sözlerine ekledi.

    Jeotermal Kaynakların Tarımsal ve Ekonomik Yansımaları

    Yılmaz, Türkiye’de jeotermal kaynakların özellikle seracılık ve tarımsal üretim alanında kullanılarak, hem üretim maliyetlerini azaltmak hem de gıda fiyatlarını dengelemek adına büyük imkanlar sunduğuna vurgu yaptı. “Tarım stratejik bir sektördür ve sürdürülebilirliği büyük önem taşır. Bugün, jeotermal kaynaklar sayesinde yaklaşık 160 bin konutun ısıtılması ve 10 bin dekar sera alanının ısıtılması sağlanıyor. Bu sayıları, Orta Vadeli Program kapsamında hızlandırmayı ve artırmayı hedefliyoruz.” dedi.

    Yılmaz, ayrıca, jeotermal enerjiyle tarımsal üretimin artırılması için kamu, özel sektör ve akademisyenlerin birlikte hareket etmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Gelin, stratejilerimizi birlikte planlayıp uygulayalım. Uluslararası işbirlikleriyle güçlenelim.” çağrısında bulundu.

    Jeotermal Enerji ile Yaratılan İstihdam ve Yerli Üretim

    Türkiye’de jeotermal enerji alanında 150 ana tedarikçi ve yaklaşık 350 yan imalatçıdan oluşan geniş bir ekosistem bulunuyor. Bu yapı sayesinde, jeotermal enerji tesislerinde toplamda 50 bin kişiye istihdam sağlandı. Yılmaz, üretimde yerli katkının %55 seviyesine ulaştığını belirterek, “Güç elektroniği, gaz tribünleri, egzoz sistemleri, yağlama sistemleri gibi birçok ürün iç piyasada yerli imkanlarla üretiliyor.” dedi.

    Jeotermal Potansiyelin Turizmdeki Rolü ve Gelecek Vizyonu

    Jeotermal enerjinin turizm sektöründeki önemi de büyük. Yılmaz, “2030 yılına kadar termal turizmde küresel pazarın 100 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Türkiye’nin bu potansiyelden yeterince pay alamaması ise önemli bir eksiklik. Bu alanda atılım yaparak, termal turizmdeki payımızı artırmalıyız.” şeklinde görüş belirtti.

    Jeotermal Potansiyel ve Bölgesel Fırsatlar

    JEMYAD Başkanı Ömer Tosun ise, jeotermal enerji üretiminin sürdürülebilir ve planlı bir şekilde gelişebilmesi için ulusal bir master planın şart olduğunu vurguladı. Bu planlama ile, özellikle zirai don gibi afetlerin ekonomik etkilerini azaltmak ve yeni pazarlar yaratmak mümkün olacağını belirtti. Tosun, “Teknolojik seralar kurarak, ülkenin her yerinde iç piyasaya ve Avrupa, Rusya, Ortadoğu gibi bölgelere taze ürünler gönderebiliriz. Ayrıca, yer altındaki minerallerden lityum üretimi yaparak, geleceğin batarya sektörüne katkı sağlayabiliriz.” diyerek, jeotermal kaynakların ekonomik ve stratejik avantajlarına dikkat çekti.