Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Türkiye’nin Altın Üretiminde Düşüş ve İthalat Sorunları

    Türkiye’nin altın üretiminde yaşanan düşüş ve ithalat sorunları, ekonomiyi etkileyen önemli faktörler arasında yer alıyor. Bu makalede, altın endüstrisindeki gelişmeler ve çözüm önerileri ele alınıyor.

    Türkiye'nin altın üretiminde yaşanan

    Nagihan KALSIN

    Nagihan KALSIN

    Türkiye’nin altın üretiminin 2024 yılı itibarıyla 32,2 tona düştüğünü belirten Altın Madencileri Derneği Başkanı Hasan Yücel, bu durumun son beş yılda 10 tonluk bir kayba işaret ettiğini vurguladı. Yücel, “2020 yılında 42 tonla Cumhuriyet tarihinin en yüksek üretim miktarına ulaştık; ancak bu seviyeyı sürdürebilecek bir planlama yapılmadı. Üretimdeki bu gerileme kesinlikle kabul edilemez. Dünya altın fiyatları rekor seviyelere ulaşmışken, bizim üretimde yaşadığımız düşüş, potansiyelimizi yeterince değerlendiremediğimizi gösteriyor. Türkiye’de bazı madenlerin faaliyetlerinin geçici olarak durması, üretim kaybında önemli bir etken; bu durum sadece ekonomik bir sorun değil, aynı zamanda stratejik bir kayıp” ifadelerini kullandı.

    Yücel, Türkiye’nin toplamda 6 bin 500 ile 10 bin ton arasında altın rezervine sahip olduğunun tahmin edildiğini ve bu rezervlerin değerinin yaklaşık 397 ile 611 milyar dolar arasında değiştiğine dikkat çekti. “Ancak bu devasa potansiyel, yeterince değerlendirilemiyor. Rezervimiz büyük, fakat üretimimiz oldukça düşük. İyi bir planlama ile 100 ton altın üretmek mümkündür” dedi.

    “Altın ithalatı, ekonomik yük ve stratejik risk”

    Türkiye’nin yıllık altın ihtiyacının 160 ton seviyesinde olduğunu, fakat 2024 yılında yerli üretimle yalnızca 32,2 tonluk kısmının karşılanabildiğini belirten Yücel, “Aradaki 127,8 tonluk açık, ithalat yoluyla kapatılmak zorunda. Bu durum, Türkiye’ye her yıl milyar dolarlık bir fatura çıkarıyor. Altın ithalatına dayalı bir ekonomi sürdürülemez. Cari açığın büyümesine neden olan bu durumu değiştirmek için yerli üretimi artırmamız şart” dedi.

    Merkez Bankası verilerine göre, 2023 yılında parasal olmayan altın ithalatının önceki yıla göre yüzde 46,9 artarak 30 milyar dolara ulaştığına dikkat çeken Yücel, “Bu rakam, altyapı yatırımları açısından devasa bir fırsat maliyetine işaret ediyor. Altın ithalatına harcanan 30 milyar dolarla; İstanbul’daki üçüncü köprü gibi 6 boğaz köprüsü, 2,7 İstanbul Havalimanı, 1,5 Akkuyu Nükleer Santrali, 1.500 km hızlı tren hattı, 30 büyük baraj ve hidroelektrik santrali inşa edilebilirdi. Ortalama bir devlet üniversitesinin maliyeti 200 milyon dolar. 30 milyar dolar ile bir yılda 150 üniversite inşa edilebilirdi. Büyük bir şehir hastanesinin maliyeti ise 1 milyar dolar. 30 milyar dolar ile 30 şehir hastanesi yapılabilirdi. Kısacası, bu parayı yerli üretimle ülkemizde tutabilir, stratejik yatırımlara dönüştürebiliriz” diye konuştu.

    Altın üretiminde karşılaşılan bürokratik engellerin sektörü yavaşlattığını kaydeden Yücel, “Bugün bir girişimci, altın madenciliğine yatırım yapmak istediğinde uzun ve karmaşık izin süreçleriyle karşılaşıyor. Bu süreçler, yatırımcıların cesaretini kırıyor. Eğer bu engeller kaldırılmazsa, mevcut yatırımlar bile sürdürülebilir olmaktan çıkacak ve yerli altın üretimindeki düşüş devam edecektir. Bu nedenle, bir an önce yatırım ortamını iyileştirecek somut adımlar atılmalıdır” uyarısında bulundu.

    Yücel: Altın üretiminde 100 ton hedefi hayal değil

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, en fazla katma değere sahip ürünlerin başında gelen altın üretimini 100 tona yükseltme hedefinin hayal olmadığını vurgulayan Yücel, “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Cumhurbaşkanımızın 100 ton hedefini gerçekleştirmek için büyük bir gayret gösteriyor. Ancak, diğer ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının bu hedef doğrultusunda iyi organize olduklarını söyleyemeyiz. Oysa 100 ton altın üretimi hayal değil. Üreticilerin önü açılırsa, birkaç yıl içinde bu seviyelere ulaşabiliriz. Böylece hem cari açığı azaltır hem de ekonomimize on milyarlarca dolar kazandırırız” dedi.

    Türkiye'nin Altın Üretiminde Düşüş ve İthalat Sorunları

    “İthalata dayalı model sürdürülemez”

    Altın ithalatına dayalı ekonomik modelin sürdürülemez olduğunu belirten Yücel, “Eğer üretimimizi artırmazsak, dışa bağımlı bir ekonomi içinde kaybolmaya devam ederiz. Oysa bu potansiyeli değerlendirirsek, cari açığı azaltabilir, bu milyarlarca doları eğitim, sağlık ve altyapı gibi alanlara aktarabiliriz” çağrısında bulundu.