Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Türkiye Ekonomisi 2024’e Olumlu Başlangıç Yapıyor

    Türkiye ekonomisi 2024 yılına umut verici bir başlangıç yapıyor. Yeni politikalar, yatırımlar ve büyüme stratejileri ile güçlü bir ekonomik performans hedefleniyor. Detaylar için makalemizi okuyun.

    Türkiye ekonomisi 2024 yılına

    Türkiye Ekonomisinde 2024’e Olumlu Başlangıç

    Mahmut Asmalı, 2023 yılı itibarıyla G20 ülkeleri arasında yüzde 5,1 ile en yüksek büyüme oranını kaydeden Türkiye’nin, 2024 yılına da bu olumlu ivmeyle adım attığını hatırlatarak, Türkiye ekonomisinin bu yılı başarılı bir şekilde geride bıraktığını ifade etti. Enflasyonla mücadele ve geçen yılın haziran ayında başlayan parasal sıkılaşma süreci kapsamında, politika faizinin şubatta yüzde 50 seviyesine çekilmesiyle önemli bir dönüm noktasına gelindi. Asmalı, “Parasal sıkılaşmanın etkilerinin yılın ikinci yarısından itibaren piyasalarda net bir şekilde hissedilmeye başlanmasıyla, mayıs ayında yüzde 75,45 ile zirveye ulaşan yıllık enflasyonda haziran ayında başlayan gevşeme süreci 6 ay boyunca kesintisiz olarak devam etti ve kasımda TÜFE yüzde 47,09 seviyesinde gerçekleşti.” şeklinde konuştu.

    İç Talepte Daralma ve Büyüme Oranı

    Mahmut Asmalı, parasal sıkılaşmanın doğal bir sonucu olarak iç talepteki daralmayla birlikte Türkiye ekonomisinin yılın ilk iki çeyreğinde sırasıyla yüzde 5,3 ve yüzde 2,4 oranında büyüdüğünü, ancak 3. çeyrek itibarıyla büyüme ivmesinin hızlandığını ve bu dönemde yüzde 2,1’lik bir GSYH büyümesi kaydedildiğini belirtti. Yılın 9 aylık dönemine ilişkin yıllık büyüme oranı yüzde 3,2 olarak gerçekleşirken, net ihracatın bu büyümeye katkısının 1,9 puan olduğunu vurguladı. Asmalı, “Üçüncü çeyrekte ivmesini artırarak büyümeye 2,2 puan katkı veren net ihracat, dış ticaretteki olumlu seyrin devam ettiğini gösteriyor. Ocak-kasım döneminde, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,5 oranında artış kaydeden ihracat hacmi 238,5 milyar dolara yükselirken, aynı dönemde ithalatın yüzde 6,4 oranında azalmasıyla dış ticaret açığı yüzde 27 oranında daralmıştır.” dedi.

    Dış Ticaret ve Cari Denge Üzerindeki Etkiler

    Asmalı, dış ticaretteki gelişmelerin cari dengeye de olumlu yansıdığını belirterek, son 4 aydır fazla veren cari dengenin ocak-eylül döneminde önceki yılın aynı dönemine göre 30,9 milyar dolar azalarak yalnızca 5,3 milyar dolar açık verdiğini hatırlattı. Yılın ikinci yarısında talep koşullarında gözlenen bozulmaya rağmen, iş gücü piyasalarının 2024 görünümünün de olumlu bir seyir izlediğini belirten Asmalı, “Ekim ayı itibarıyla işsizlik oranı önceki aya göre ılımlı bir artış göstererek yüzde 8,8 seviyesine yükselirken, aylık bazda 156 bin istihdam artışı kaydedilmiştir.” bilgisini paylaştı.

    İş Gücü Piyasası ve Enflasyon Beklentileri

    İş gücü piyasalarının yıllık değişimine bakıldığında, 12 ay öncesine göre 1 milyon 31 bin kişilik istihdam artışının dikkat çektiğini vurgulayan Asmalı, “2024’te uluslararası kamuoyunda Türkiye ekonomisine yönelik algının hızla normalleştiğini gözlemliyoruz.” dedi. Asmalı, 2022 Haziran’da 830 seviyesine kadar çıkan Türkiye’nin CDS risk primlerinin, Aralık 2024 itibarıyla 250 puana kadar gerilemesini beklediklerini kaydederek, “Ekonomik gelişmeler ve genel beklenti iklimine paralel olarak, Türkiye’nin CDS primlerinde düşüşün önümüzdeki yıl da devam edeceğini öngörüyoruz.” şeklinde konuştu.

    Faiz İndirimi Beklentileri

    Bu yılki dış ticaret, cari denge ve istihdam gelişmelerinin, Orta Vadeli Program (OVP) hedeflerine uygun ve birçok göstergede öngörüden daha olumlu bir seyir izlediğini belirten Asmalı, büyüme tarafında daha ılımlı, enflasyon tarafında ise OVP hedefinin üzerinde bir seyir gözlemlediklerini aktardı. Mevcut göstergelerin, parasal sıkılaşma politikasının iç talebi yeterince sınırlayamadığını gösterdiğine dikkat çeken Asmalı, şöyle devam etti: “MÜSİAD olarak yıl sonu enflasyon beklentimizi yüzde 44-45 bandında koruduğumuzu yeniden ifade ediyoruz. Enflasyonla mücadelenin maliyetinin toplumsal olarak daha adil bir şekilde dağıtılması önemlidir. Mevcut politikalar ışığında dar ve orta gelirlilerin zorunlu harcamalarının baskılanması, yüksek gelir grubunun taleplerinin güçlü kalmasıyla gelir dağılımının daha da bozulmasına neden olmaktadır.”

    Asmalı, “Bu bağlamda Merkez Bankası’ndan, 8 ay gibi uzun bir süre dayandığımız yüksek faize karşı artık aralık ayında faiz indirimi yapılmasının, hepimizin ortak beklentisi olduğunu yineliyoruz. Yıl sonundaki olası bir politika faizi indiriminin, firmalarımızın 2025 yılına ilişkin motivasyonunu olumlu yönde etkileyeceğine inanıyoruz.” dedi.

    Ücret Artışları ve Ekonomik Denge

    Asgari ücret başta olmak üzere yeni yılda yapılacak ücret artışlarının iş gücü maliyetlerinde artışa neden olacağını belirten Asmalı, çalışanların onurlu bir yaşam sürdürebilmesi için uygun ücret seviyeleri sağlanmasının önemli bir sorumluluk olduğunu vurguladı. Asmalı, “Son 5 aydır gerileyen yıllık enflasyonu yeniden yukarı yönlü tetikleyebilecek bir ücret artışı riski göz önünde bulundurulmalıdır. Yüksek ücret artışı-yüksek enflasyon sarmalından çıkmak gerekmektedir.” ifadesini kullanarak, “Enflasyonla mücadeledeki kararlı tavrımızı sürdürmek ve cebimizdeki paranın değerini korumak asıl hedefimizdir.” dedi.

    ABD-Türkiye İlişkilerinin Normalleşmesi

    Mahmut Asmalı, ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump’ın ikinci dönemine yaklaşırken, iş dünyası olarak ABD-Türkiye ilişkilerinin hızlı bir şekilde normalleşmesi yönündeki beklentilerini dile getirdi. Türkiye’nin, İsrail’in Gazze’de Filistin halkına uyguladığı zulüm, Esad rejimi sonrası Suriye’nin demokratikleşme adımları ve terörle mücadele konusundaki politikalarının net olduğunu ve haklı bir çizgi izlediğini belirtti. Asmalı, “Yeni dönemde Türkiye-ABD ilişkilerinin normalleşmesi sürecinde ABD’nin Türkiye’ye yaklaşımının önemli bir etkisi olacaktır.” dedi.

    Türk İş Dünyasının Hedefleri

    Asmalı, Türk iş dünyasının temsilcileri olarak mevcut üretim gücünü artırma ve kendine yeter hale gelme hedefleri doğrultusunda çalışmaya devam edeceklerini vurguladı. “Son yıllarda, özellikle savunma sanayisinde kaydedilen ilerlemelerle birlikte, her sektörde küresel ticaretin öncülerinden biri olmayı hedefliyoruz.” diyen Asmalı, MÜSİAD olarak yerli ve milli teknolojilerin teşvikinin önemini bir kez daha vurguladı. “Yeni dönemde ‘En iyi boykot üretmektir’ anlayışıyla yolumuza devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

    Suriye’deki Durum ve İnsani Yardımlar

    Asmalı, Suriye’de yıllardır süren zulmün sona erdiğini ve Suriyelilerin normal hayata geçişine destek olmanın en önemli görevlerinden biri olduğunu belirtti. “Yıllardır ülkemizde birlikte yaşadığımız kardeşlerimizin ve Suriye’de kalanların yaşam koşullarını iyileştirmek için çalışmalıyız.” diyen Asmalı, MÜSİAD olarak tüm insani yardımları yapmaya devam edeceklerini ifade etti. “2022 yılında İdlib’te kurduğumuz ve 4 bin 500 kişiye ev sahipliği yapan MÜSİAD Köyü, bu çabaların en anlamlı projelerinden biridir. Umarım, tüm Müslümanlar olarak el birliğiyle Suriye’nin yeniden ayağa kalkmasına ve kardeşlerimizin huzur içinde yaşamalarına katkı sağlarız.” şeklinde konuştu.