Türk İş Dünyasında 2025 Beklentileri
Son zamanlarda Türk İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) vurguladığı gibi, hızla değişen tüketici davranışları, teknolojik yenilikler ve politik gelişmeler ışığında, iş dünyası, 2025 yılından itibaren yeni bir toparlanma ve odaklanma sürecine girmeyi umuyor. Küresel jeopolitik gerilimler ve ekonomik zorluklara rağmen, sektörler arası dengelenme ve iyimserlik beklentisi artıyor.
Ipsos’un “Yeni Bir Uzlaşı Arayışı: Gerilimden Niyete” başlıklı çalışmasında sunulan veriler, bu iyimserliğin altındaki dinamikleri gözler önüne seriyor. Araştırma, markaların müşteri deneyimini merkez alarak kapsamlı bir değer zinciri oluşturmaları gerektiğini vurguluyor. 2025’te iş profesyonellerinin önceliklerini belirleyen başlıca konular arasında sorumlu marka kimliği ve sürdürülebilirlik, yapay zeka kullanımı ve etkili kriz yönetimi yer alıyor. Bu bağlamda, marka ve itibar danışmanlığı şirketi ART Brand Atelier’in Kurucusu ve İletişim Stratejisti Ali Rıza Tunçer, markaları bekleyen gündemleri değerlendirerek stratejik önerilerde bulunuyor.
2025, Ezber Kavramların Yeniden Keşfi Yılı Olacak
Ipsos’un araştırmasına göre, 2025 yılı, ezberlenmiş kavramların yeni anlamlarını keşfetme yılı olarak öne çıkıyor. Ali Rıza Tunçer, markaların karşılaşacağı trendler ve zorluklar hakkında derinlemesine bir analiz sunuyor: “Günümüzün koşullarında markaların yalnızca finansal başarıları değil, aynı zamanda toplumsal etki ve sürdürülebilirlik uygulamaları da tüketiciler tarafından titizlikle takip ediliyor. İzmir merkezli ART Brand Atelier olarak, markaların bu yeni tüketici beklentilerine karşılık vermelerine yardımcı oluyoruz. 2025 vizyonumuz, markaların küresel pazarda öne çıkmaları için yenilikçi stratejiler geliştirmelerine olanak tanımak ve onlara dinamik pazar koşullarına uyum sağlama desteği sunmaktır. Bunu yaparken, çevresel ve sosyal sorumluluklarını yerine getirmeleri için gereken rehberliği de sağlıyoruz.”
Yapay Zeka, Stratejik Ortağımız Olacak
2025’te iş dünyasında belirgin şekilde öne çıkacak üç ana başlık bulunuyor. Bunların ilki sorumlu marka kimliği ve sürdürülebilirlik. Küresel tüketicilerin çevresel ve sosyal sorumluluk konusundaki beklentileri, markalar için stratejik bir öncelik haline gelmiş durumda. Tüketicilerin bu beklentilerine yanıt verebilme yeteneği, markaların itibarını ve pazar pozisyonunu doğrudan etkiliyor. Bu bağlamda şeffaflık ve hesap verebilirlik, tüketici güvenini artırmanın anahtarı olarak öne çıkıyor.”
Tunçer, yapay zeka ve teknolojik yeniliklerin entegrasyonu hakkında şu ifadeleri kullanıyor: “Yapay zeka ve veri analitiği, 2025’te markalar için yalnızca bir araç değil, aynı zamanda stratejik ortaklar haline gelecek. Bu teknolojiler, markaların süreçlerdeki en yakın yardımcıları olmalı. 2025 yılına geldiğimizde yapay zeka ve veri analitiği entegrasyonu çok daha ileri bir seviyeye ulaşacak. Bu gelişmiş entegrasyon, markaların tüketici davranışlarını yalnızca anlamalarını değil, aynı zamanda bu davranışlardaki değişiklikleri gerçek zamanlı olarak izlemelerini ve öngörmelerini sağlayacak.”
Markalar, Olası Risklere Karşı Kriz Simülasyonu Kullanmalı
Ali Rıza Tunçer, etkili kriz yönetimi ve iletişim stratejilerinin markalar için her zaman öncelikli konular arasında yer aldığını vurgulayarak değerlendirmelerini şöyle sonlandırdı: “2024 yılında kamuoyu, dijital platformlarda her gün yeni bir marka kriziyle karşılaştı. Dijital dünyanın sunduğu riskler, markaların proaktif ve etkili kriz yönetimi stratejilerine sahip olmasının önemini artırıyor. 2025 yılı itibarıyla bu beceriler, daha önce hiç olmadığı kadar kritik bir hale gelecek. Markalar, sosyal medya izleme araçları ve kriz simülasyonları kullanarak olası riskleri önceden belirlemeli ve bu durumlara karşı etkili iletişim planları oluşturmalıdır. İzmir merkezli ART Brand Atelier olarak, 2025 yılında markaların karşılaşacakları zorluklar ve fırsatlar üzerine kapsamlı bir bakış açısı sunuyoruz.”