Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Suriye’nin Tarihsel Dönüm Noktası ve Hakan Fidan’ın Rolü

    Suriye’nin tarihsel dönüm noktası, Hakan Fidan’ın stratejik rolü ile şekilleniyor. Bu içerikte, Suriye’deki gelişmelerin arka planını ve Fidan’ın etkisini derinlemesine inceleyin.

    Suriye'nin tarihsel dönüm noktası, Hakan Fidan'ın stratejik rolü ile şekilleniyor.

    Suriye’nin Tarihsel Dönüm Noktası

    Suriye, tarihsel bir kırılma noktasından geçiyor; 61 yıllık Baas rejiminin çöküşü ile birlikte yeni bir dönem başlamış durumda. Neredeyse 14 yıl süren iç savaşın ardından Esad rejiminin, sadece 10 gün içinde yıkıldığına tanık olduk. Bu süreçte Hakan Fidan, önemli bir aktör olarak öne çıkıyor. Fidan, bu 14 yıllık zorlu dönemde bizzat yer almış ve kritik aşamalarda hayati kararların alınmasında rol oynamıştır.

    İstihbarat Başkanlığı döneminde, uluslararası koalisyonun kuruluşundan başlayarak DAEŞ ve PKK ile mücadeleye, Astana Süreci’nden siyasi sürecin teşvikine kadar Suriye’deki gelişmelere yön veren stratejiler geliştirmiştir.

    Dışişleri Bakanlığı görevini üstlendiği dönemde de Suriye dosyasını, MİT ve MSB gibi devlet kurumları ile yakın bir eşgüdüm içerisinde yürütmüştür. İdlib’ten başlayarak Şam’a kadar uzanan sürecin en önemli aktörlerinden biri olmuştur.

    Bu uzun süreçte, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde birçok farklı aşamadan geçilmiş ve stratejik kararlara imza atılmıştır. Şimdi, yeni dönemde nelerin olacağı ise merakla beklenmektedir.

    Bakan Fidan, konuşmasına şu şekilde başladı:

    “14 yıl boyunca bu konuyu milletimize nasıl anlatırız, tedbirlerimiz ne olacak, Sayın Cumhurbaşkanımız her zaman bu meselenin arkasında durdu. Biz, sorunun öncesinde ve sonrasında daima Suriye halkının iyiliğini düşündük. Uzun vadede bu konuda oldukça iyi bir noktaya geldik. Zaman zaman çok karamsar durumlarla karşılaştığımız anlar oldu. İdlib’e çekilmemiz gibi durumlarda, ciddi kararlar almak zorunda kaldık. Türkiye, bu süreçte terörle mücadelede başarılı bir performans sergiledi. Herkesin anlamakta güçlük çektiği bir ilişki tarzı geliştirdik.”

    – Peki, Suriye Milli Ordusu nasıl kuruldu? Türkiye, SMO konusunda neden farklı bir tutum izledi? Diğer ülkeler desteğini çekerken Türkiye neden devam etti ve bunun sonuçları neler oldu?

    “Astana süreci başlayıp Halep boşaldıktan sonra, Suriye’nin Dostları Platformu, Suriye’nin yanında durmayı sürdü. Dar görüşlülük, bir hastalık gibi değil, dinlemediler. O dönemde Özgür Suriye Ordusu, Suriye Milli Ordusu’na dönüştürüldü. Biz, Suriye’deki iç savaştan dolayı ev sahipliği yaptık. Suriye Milli Ordusu desteklenmeseydi, Suriye muhalefeti yok edilmekle kalmayacak, milyonlarca mültefi Türkiye’ye akın edecekti.”

    Ayrıntılar geliyor…