Suriye’deki Son Gelişmeler
27 Kasım’da İdlib’den büyük bir harekat başlatarak ilerleyen muhalif güçler, başkent Şam’ı ele geçirerek Suriye’nin doğu bölgesi hariç ülkenin tamamında kontrolü sağlamış durumdalar. Bu gelişmeler, ülkede yeni bir hükümetin kurulmasını ve Suriye’nin yeniden inşası için çeşitli adımların atılmasını bekletmektedir. Bu süreçte, farklı ülkelerin Heyet Tahrir Şam (HTŞ) grubuna yaklaşımının nasıl şekilleneceği ise en çok merak edilen konulardan biridir.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Suriye’deki son gelişmeleri ele almak amacıyla Ürdün’ün Akabe kentinde düzenlenen dışişleri bakanları toplantısında basın toplantısı gerçekleştirdi. Bu toplantıda, Suriye’nin geleceğine dair önemli açıklamalarda bulundu.
‘İlkeler Üzerine Anlaştık’
Bakan Blinken, Suriye’nin geçici liderlerinin, gelecekteki bir Suriye hükümetine destek ve tanınma karşılığında uymalarını bekledikleri bir dizi ilke üzerinde anlaşmaya vardıklarını belirtti. Bu ilkeler arasında, Suriye’deki “kapsayıcı ve temsili” geçiş hükümetine, azınlıkların ve kadınların haklarına saygı gösterilmesi, terörist gruplara karşı kesinlikle tolerans tanınmaması, kimyasal silah stoklarının imha edilmesi ve Suriye’nin komşu ülkeleriyle iyi ilişkiler geliştirilmesi gibi maddeler bulunmaktadır.
İlk Temas Kuruldu
Bir gazetecinin, bu süreçte ABD’nin terörist grup olarak gördüğü HTŞ ile iletişim kurup kurmadığına dair sorusunu yanıtlayan Blinken, “HTŞ ve diğer taraflarla temas halindeyiz.” dedi. Ayrıca, bu temasların, Esed rejimi döneminde gözaltına alınan ABD’li gazeteci Austin Tice’ın bulunması ve ülkesine geri getirilmesi açısından büyük önem taşıdığını vurguladı.
Blinken, Suriye’de SDG ismiyle faaliyet gösteren PKK/YPG terör örgütü grupları hakkında da Türkiye’deki yetkililerle görüşmeler yaptığını hatırlatarak, DEAŞ’ın Suriye’deki geçiş sürecinden faydalanma çabalarına dikkat çekti. Bu gruplar için “Bu anda bu rolü sürdürebilmek çok önemli” ifadesini kullandı.
Amman yönetiminin ev sahipliğinde gerçekleştirilen bu toplantıya, Ürdün, Türkiye, ABD, Suudi Arabistan, Irak, Lübnan, Mısır dışişleri bakanlarının yanı sıra Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler (BM) temsilcileri de katılmaktadır.