Humus’ta Esad’a Ait Gizli Belgeler İfşa Edildi

The Sunday Times gazetesi, Suriye’nin Humus kentinde yer alan dört istihbarat üssüne girerek, devrik lider Beşşar Esad’a dair önemli istihbarat belgelerine ulaştı ve bunları analiz etti. Bu belgeler, Esad rejiminin uyguladığı baskı ve gözetim politikalarını gözler önüne seriyor.

Analizde, Esad rejimi Doğu Almanya’nın ünlü İstihbarat Servisi Stasi’ye benzetildi. Rejim, kendi saflarındaki kişilere bile şüphe duyduğu için kapsamlı kayıtlar tutmakta ve bu şekilde kendi iç güvenliğini sağlamaya çalışmaktadır.

“İnanılmaz Derecede Kapsamlı” Kayıtlar

Rejim tarafından ele geçirilen istihbarat kayıtlarının “inanılmaz derecede kapsamlı” olduğu vurgulandı. Bu belgelerde, şüpheli kişilerin telefonlarının dinlenmesi, bilgisayarlara sızılması ve bizzat takip edilmesi gibi yöntemlerle elde edilen bilgiler yer almakta. Öyle ki, bir şüphelinin annesinin aracını tamir ettirdiği yerden, başka bir şüphelinin akrabalarını düzenli olarak ziyaret etmesine kadar birçok detay kaydedilmiştir.

Tutuklulara Uygulanan İşkence

Belgeler, rejim tarafından alıkonulan kişilere sistematik işkence uygulandığını da ortaya koydu. Alıkonulan bireylerin, hapishanelere götürülmeden önce “fiziksel şiddete” maruz kaldıkları belirtiliyor. Ardından bu kişiler, yalnızca sorgu için düzenli olarak çıkarıldıkları tek kişilik hücrelere kapatılmaktalar.

Belgelerin toplanmasına yardımcı olan ve daha önce rejim tarafından alıkonulan Rasheed al-Abrash, tutukluların cezalarının, güvenlik güçlerine kaç “teröristin ismini itiraf ettiğine” bağlı olarak arttığını veya azaldığını ifade etti.

12 Yaşındaki Çocuk Bile Hedef

Belgelerde dikkat çeken bir diğer detay, 12 yaşındaki bir çocuğun, devrik lider Esad’ın resmini yırtarak çöpe atması üzerine öğretmeni tarafından şikayet edilmesi. Çocuğun, eyleminin farkında olmadığı ve ailesinin soruşturulmasının ardından “suçsuz” olduğunun anlaşılmasına rağmen, sorgulandıktan dört gün sonra mahkemeye çıkarıldığı belgeler arasında yer alıyor.

Serbest Bırakılmak da Çözüm Değil

Rejim karşıtı protestolara katıldıkları ve muhalefeti destekledikleri için “terörizm” ile suçlanan ya da tutuklananlar, yıllarca süren gözetim sonrasında bile rahat bir yaşam süremiyor. Serbest bırakıldıktan sonra, rejim güçleri tarafından takibe alınan bu kişiler, kısa bir süre içinde aynı suçtan yeniden tutuklanabiliyor. Hapiste kalanların çoğu da sağ kurtulamıyor.

Casus Kuşlar

Analiz edilen belgelerde, vatandaşların toplum içine sızarak gözetleme yapan casuslardan bahsederken şifreli kelimeler kullandıkları belirtiliyor. Suriyeliler, arkadaşlarını, komşularını ve akrabalarını rejime ihbar eden bu “casuslardan” bahsederken “kuşlar” kelimesini kullanıyor. Bu kimliği belirsiz “kuşlar”, toplumda edindikleri bilgileri rejim güçlerine iletiyor.

Kimilerinin gönüllü olarak yürüttüğü bu casusluk faaliyetlerinde kaç kişinin yer aldığı bilinmemekle birlikte, rejim güçlerine ulaşan bilgi sayısının ve gerçekleştirilen operasyonların büyüklüğü, muhbir sayısının oldukça fazla olduğunu düşündürüyor. Rejim güçlerine ait arşiv kayıtları, bu çok sayıda casusun, bazen farkında olmadan birbirlerini gözetleyip ihbar ettiğini gösteriyor.

“Çifte Ajanlık”

2019 tarihli ve “Çok gizli: hemen dağıtılmak üzere” ibaresi taşıyan bir raporda, bir mahkumun itirafları, bazı rejim güçlerinin “çifte ajanlık” yaptığını ortaya koyuyor. Bu raporda, rejim adına çalışan bazı güvenlik güçlerinin, kişi başı 800 ila 1000 dolar karşılığında vatandaşların komşu ülkelere kaçmalarına yardım ettiğine dair ifadeler yer alıyor. Bu kişiler ayrıca, kaçmak isteyen rejim askerlerine de kaçakçılık hizmeti sunuyor.