Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    Seiko ve Yusuf Dikeç: Zaman, Göz Sağlığı ve Başarı

    Seiko ve Yusuf Dikeç’in göz sağlığı, zaman yönetimi ve başarıya ulaşma konusundaki görüşlerini keşfedin. Zamanın değerini anlamak ve göz sağlığını korumak için ilham verici bir yolculuğa çıkın.

    Seiko ve Yusuf Dikeç'in göz sağlığı, zaman yönetimi ve başarıya

    Seiko: Zamanın Ötesinde Bir Marka

    Recep ERÇİN Türkiye’de Seiko, genellikle bir saat markası olarak bilinir. 1881 yılında kurulan bu köklü şirket, saat üretiminin yanı sıra, zamanla birlikte gelişen teknolojileri de yakından takip ederek kullanıcı deneyimini ön planda tutmaktadır. 1923 yılı itibarıyla, kol saatlerinin içinde yer alan takvim mekanizmasının kullanıcılar tarafından daha iyi görülebilmesi için özel mercekler üretmeye başlamıştır. Bu tarihler, Türkiye için de özel anlamlar taşımaktadır.

    Seiko, Japon halkı için adeta kutsal bir marka konumundadır. Bunun nedeni, 1900’lerin başında Japonya’da meydana gelen büyük bir depremdir. Bu felaket sırasında, birçok insan yakınlarını kaybetmiş ve büyük acılar yaşamıştır. Seiko, bu zorlu dönemde, kayıplarını yaşayan insanlara destek olmak amacıyla, tüm gazetelere “Sevdiklerinizle birlikte saatlerinizi de kaybettiniz. Çok üzgünüz. Sevdiklerinizin kaybını telafi edemeyiz, ancak zarar gören saatlerinizi ücretsiz değiştireceğiz” şeklinde bir ilan vermiştir. İşte bu nedenle Seiko, Japon milleti için derin bir anlam taşımaktadır.

    Son yıllarda Seiko, yerel rakibi Hoya’ya da destek olmuştur. Ülkede meydana gelen tsunami sonrası Hoya’nın deposu zarar gördüğünde, Seiko, onlara depo ve Ar-Ge desteği sağlamıştır. Bu işbirliği, iki şirketin küresel pazarda birlikte hareket etmesine yol açmıştır. Bu bilgileri bizlere ulaştıran isim ise Seiko Türkiye Ülke Müdürü Sedat Suat Çam oldu. Çam ile yaptığımız bu görüşmenin çıkış noktası ise, Paris Olimpiyatları’nda atıcılık branşında gümüş madalya kazanan milli sporcu Yusuf Dikeç ile yapılan işbirliği olmuştur.

    Yusuf Dikeç: Zorlukların Üstesinden Gelmek

    Geçtiğimiz akşam Florya’da, Asya mutfağına sahip bir restoranda gerçekleştirilen sohbet yemeğinde, Çam ve Dikeç ile bir araya geldik. Bu buluşmada, Seiko’nun Türkiye genelinde doğru optik kullanımı konusunda başlattığı projeden bahsedildi. Bu projenin yüzü, elbette ki Olimpiyat gümüş madalya sahibi Yusuf Dikeç olacak. Dikeç, Olimpiyatlarda iki gözüyle açık bir şekilde atış yaparak tüm dünyada dikkat çekmişti. Ancak yıllar içinde yaşadığı göz sorunları nedeniyle büyük zorluklar yaşadığını ifade etti.

    Dikeç, “Ben dünya ve Avrupa şampiyonlukları olan bir sporcuyum. Ancak hedefi bulanık görmeye başlamıştım. Olimpiyattan önce, sporu bırakma noktasına gelmiştim. Kondisyonum iyiydi, yetenek vardı ama görme sorunuyla başa çıkamıyordum. Göz doktorum ve optikçim sayesinde bu sorunu çözdük. Bu başarı, bir ekip işidir. Taktığım gözlük, sıradan bir gözlük değil; özel yapım bir optik camdı. Atış yaparken gözüm yana kaydığı için odak noktaları ve dereceleri ayrıydı. Dünyada iki göz açık atış yapabilen beş atıcıdan biriyim” şeklinde konuştu.

    Dikeç, “Başarı önemli ama ülke temsiliyeti de bir o kadar önemli” diyerek sözlerine devam etti. “Çin’deki bir adada bile insanlar, doktorumun yazdığı makaleden dolayı bana ‘Yusuf Dikeç siz misiniz?’ diye sordular. Hindistan’da poligonda doktorumu sordular. İspanya’da turnuvadan dönerken, 4 ayrı branşta iki altın ve bir gümüş kazanmıştık. Erasmus’a gelen gençlerden biri limanda beni tutup ‘Türk müsün?’ diye sordu. Dışarıya giden gençler, bu başarıya inanamıyorlar. O kadar baskılanmışlar ki, kendilerine engel koymamalarını öneriyorum. Bir başkasını geçmek yerine, kendinize hedef koyun. Mersin’de bir atıcılık okulumuz var ve 27 çocuğumuz var. Türkiye’nin en büyük poligonu orada olduğu için Mersin’de görev yaptığım dönemde bu okulu açtık. İçlerinden bazıları büyük başarılar elde edebilecek yetenekte.” dedi.

    Göz Sağlığı ve Eğitim

    Dikeç ile Seiko’yu bir araya getiren ortak değerlerin kesin bakış ve hassasiyet olduğuna dikkat çeken Seiko Türkiye Ülke Müdürü Sedat Suat Çam, okul çağına başlayan çocuklara göz muayenesi yapılmasının eğitimdeki başarıyı artıracağını vurguladı. Gözleri iyi görmeyen çocukların tahtayı görememesi nedeniyle eğitimde başarısızlık yaşayabileceğine dikkat çeken Çam, dünyada sinsi bir miyopi pandemisi yaşandığını belirtti. 2050 yılına gelindiğinde dünya nüfusunun yarısının bu pandemiden etkileneceğini kaydetti. “Optik kullanma bilincinin artması, fayans döşeyen ustanın kalitesine bile yansıyacak. Keskin görüşün sembolü Yusuf Bey. 2050’de dünyanın yarısı miyop olacak. Şimdiden bazı önlemler alınması gerekiyor. Doğru lens/cam kullanımı, numara büyümesini önlüyor. Yusuf Bey atış yaparken ayrı, normalde ayrı lens kullanıyor.” ifadelerini kullandı.

    Pazar Büyüklüğü ve İşbirlikleri

    Optik sektörünün yüzde 99 oranında regüle ve beyaz bir sektör olduğunu belirten Çam, ülke içinde sadece gözlük camı pazarının 3-4 milyar lira civarında olduğunu kaydetti. Perakende ile birlikte pazarın 100 milyar liraya ulaşabileceğini ifade eden Çam, Yusuf Dikeç ile işbirliği sürecine dair, “Olimpiyatlardan hemen sonra iletişim kurduk. Kendisi bize sıcaklık gösterdi. Bizimle işbirliği yapacağına dair söz verdiği için başka adım atmadı.” dedi.

    Sohbette yer alan Seiko’nun EMEA Bölgesi Pazarlama Müdürü Renata Kovacs, Dikeç ile yapılan işbirliğinin Türkiye’deki çalışmanın durumuna göre küresel boyuta taşınabileceğini aktardı.

    Olimpiyatlar ve Gelecek Hedefleri

    Olimpiyatlar ve Gelecek Hedefleri

    Dikeç’i şampiyonluğa götüren keskin bakışı sağlayan optikler, Seiko üretimiydi. Bu nedenle Olimpiyat’ta madalya getiren duruşuyla dünyada bir akım başlatarak küresel fenomen haline gelen Yusuf Dikeç, kendisine gelen birçok sponsorluk ve işbirliği teklifini reddetse de Seiko ile el sıkıştı. Bu işbirliği, bir ürün pazarlamasından ziyade, ülkemizde yüzde 15 iken Avrupa’da yüzde 40’larda bulunan optik kullanımını artırmak için bir fırsat sundu. Dikeç, “Başarı için görüşün net olması lazım. Yetenekli olmalısınız, çok çalışmalısınız ve bir takımınız olmalı. Çok para, çok anlam ifade etmiyor. 2028 Olimpiyatları’na hazırlanmaya başladık. 20 yıldır olimpiyatlara gidiyorum. Keşke daha genç yaşlarda başlamış olsaydım. Daha önce güreş de yapıyordum. Kahramanmaraş’ta güreş ata sporudur. Jandarma olarak görev yaparken atıcılıkta rekor kırdığımdan dolayı bir dağ karakoluna tayinim çıktı. Atıcılar arasında benim gibi sorunlar yaşayan çok kişi vardır. Benim gibi, iyi bir gözlükçü ve iyi bir doktor ile çalışmamış olabilirler. Japonya Spor Bakanı ile Federasyon Başkanı bana davet göndermişti. Yakında Japonya’yı ziyaret edeceğim.” şeklinde konuşarak, geleceğe dair heyecanını paylaştı.