7 Ekim 2023’ün yıl dönümünde gerçekleştirilen kabine toplantısında, İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Gazze’deki saldırılar sırasında kullanılan “Savaş Kılıçları” ifadesinin değiştirilmesini talep etti. Bu değişikliği, bölgedeki gerilimin ve muhtemel bir savaşın ciddiyetiyle ilişkilendirerek yaptı.

Netanyahu, bu çatışmayı “varoluş savaşı” olarak nitelendirerek, “Diriliş Savaşı” ifadesini resmi olarak benimsemek istediğini duyurdu. Bu savaşın hedeflerine ulaşılması halinde “mutlak zafer” kazanacaklarına inandığını belirtti.

Yediot Aharonot’un aktardığına göre, bazı kabine üyeleri, bu yeni ismin, Filistinlilerin geçmişte maruz kaldıkları kıyım ve 1948’deki “bağımsızlık savaşı” ile bağlantılı olabileceği gerekçesiyle itirazda bulundular. Filistinliler, bu dönemi “Büyük Felaket” (Nekbe) olarak adlandırmaktadırlar.

İsrail’in Gazze’ye yönelik devam eden saldırılarında, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylanan ateşkes kararları bir türlü hayata geçirilemedi. Bu dönemde Netanyahu, kamuoyunun ve uluslararası topluluğun ateşkesin uygulanmaması konusunda kendisini eleştirdiğini, ancak savaşın hedeflerine ulaşmak için kararlı bir duruş sergilemeye devam ettiğini vurguladı.

Netanyahu, eylül ayında Gazze-Mısır sınır hattındaki Philadelphi Koridoru’nun işgalinin savaş hedeflerine ulaşmak için gerekli olduğunu savundu. Eylül ayında, “Kuzeyden tahliye edilen vatandaşlarının güvenlik içinde evlerine dönmesini” de savaş hedefleri arasına ekledi.

Bölgedeki Şiddet Dalgası Hız Kesmeden Devam Ediyor

İsrail, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Gazze, Batı Şeria ve Lübnan’da sürdürdüğü askeri operasyonlar ile büyük bir insani ve bölgesel krize yol açtı. Bu saldırılarda, 17 bini çocuk, 12 bini kadın olmak üzere yaklaşık 42 bin Filistinli hayatını kaybetti.

Filistinlilerin 7 Ekim’den bu yana bombalanma görüntüleri, uzmanlar tarafından uluslararası savaş ve insani hukuka aykırı olarak tanımlanmasına rağmen, dünya genelinde izleniyor ve bu duruma engel olunamıyor.

İsrail’in saldırılarını Lübnan’a taşımaya başlamasıyla birlikte, ortaya çıkan can kaybı ve yerinden edilmelere rağmen ABD, yakın zamanda İsrail’e 8,7 milyar dolarlık askeri yardım paketi açıkladı. Bu durum, bölgedeki tansiyonun artmasına ve çatışmanın daha karmaşık bir hale gelmesine neden olabilir.

Özellikle İran’ın son dönemde gerçekleştirdiği balistik füze saldırıları, İsrail’in vereceği muhtemel bir karşılıkla birlikte, bölgesel çatışmanın daha da şiddetleneceği endişelerini doğurmaktadır.