Seçim Sonuçları ve Carney’nin Liderliği

İngiltere ve Kanada Merkez Bankaları’nı yöneten ve bu iki büyük ekonomiyi başarıyla temsil eden ilk kişi olarak tanınan Mark Carney, seçimleri zaferle tamamlamış olsa da, hükümeti kurmak için gereken çoğunluğu elde edemedi. Liberallerin yalnızca azınlık hükümeti kuracak kadar sandalye kazanması, siyasi dengeleri karmaşık hale getirdi. Seçim kampanyası boyunca, Carney, uluslararası iş birliğinin ve çok taraflı diplomasiye verdiği önemi vurgulayarak, özellikle ABD Başkanı Donald Trump’ın korumacı ve milliyetçi politikalarına karşı güçlü bir duruş sergiledi.

Önceden Kanada ve İngiltere Merkez Bankaları’nın başında bulunmuş, bu iki ülke arasında ilk defa hem finansal hem de politik alanlarda bu kadar önemli görevleri üstlenmiş olan Carney, seçim sonrası yaptığı açıklamada, “ABD artık küresel liderlik rolünü üstlenmek istemiyorsa, Kanada hazırdır. Uluslararası dayanışmaya, fikirlerin, malların ve hizmetlerin serbest dolaşımına inanıyoruz” diyerek, yeni dönemin uluslararası iş birliği ve ekonomik entegrasyon yönünde güçlü bir mesaj verdi.

Trump Faktörünün Seçimlere Etkisi

Seçim sürecinde, rakibi Muhafazakâr lider Pierre Poilievre’nin “Önce Kanada” sloganı ve Trump’a benzer milliyetçi söylemleri dikkat çekti. Donald Trump’ın uyguladığı yüksek gümrük tarifeleri ve Kanada’yı ilhak etme tehdidi, halk arasında geniş çaplı tepkiyle karşılandı. Bu politikalar, Kanada vatandaşlarının ABD mallarını ve hizmetlerini boykot etmelerine ve seyahatleri kısıtlamalarına yol açtı. Sonuç olarak, liberallerin yeniden iktidara gelmesi için bir fırsat doğdu ve halk, daha bağımsız ve uluslararası ilişkilerde daha temkinli bir politika tercih etti.

Yeni Hükümetin Yapısı ve Gelecek Hedefleri

Mark Carney liderliğinde kurulacak azınlık hükümeti, küçük partilerin desteğiyle mecliste çoğunluğu sağlayacak. Bu hükümetin ilk önceliklerinden biri, ABD’ye olan ekonomik ve askeri bağımlılığı azaltmak olacak. Kanada ekonomisini güçlendirmek adına altyapı projeleri ve sürdürülebilir enerji yatırımlarına öncelik verilecek. Ayrıca, halen petrol ihracatının %90’ını ABD’ye yapan Kanada, enerji sektöründe çeşitlendirmeye giderek, yeni pazarlar aramayı sürdürecek.

Gelecek vizyonu doğrultusunda, Avrupa, Avustralya ve Japonya gibi Asya-Pasifik ülkeleriyle ticaret ilişkileri güçlendirilecek. Carney ayrıca, Avrupa Birliği’nin 800 milyar euroluk savunma fonuyla aktif iş birliği yaparak, Kanada’nın savunma kapasitesini artırmayı ve ABD’ye olan askeri bağımlılığı azaltmayı planlıyor. Bu adımlar, Kanada’nın uluslararası arenadaki konumunu güçlendirmeyi ve bağımsız bir küresel aktör olma yolunda ilerlemeyi amaçlıyor.