Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    İzmir’de Kadına Yönelik Bıçaklı Saldırı: İlayda Alkan’ın Ölümü ve Davanın Seyri

    İzmir’de yaşanan bıçaklı saldırıda İlayda Alkan’ın ölümü ve davanın seyri hakkında detaylı bilgi edinin. Olayın arka planı, hukuki süreçler ve toplumsal etkileri üzerine kapsamlı bir değerlendirme.

    İzmir'de yaşanan bıçaklı saldırıda

    Olayın Detayları

    8 Mart 2023 tarihinde, saat 23.30 sıralarında İzmir’in Konak ilçesinde, Konak Üst Geçidi yakınlarında trajik bir olay meydana geldi. Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla bir eğlence mekanında vakit geçiren Oya Taran ve kızı İlayda Alkan, akşamın ilerleyen saatlerinde dinlenmek amacıyla bir banka oturdular. Ancak, bu huzurlu anları, hastanede veri giriş memuru olarak çalışan Yunus Yılmaz’ın bıçaklı saldırısıyla kabusa dönüştü.

    Anne ve kızı, ani bir şekilde Yılmaz’ın saldırısına uğradı. Yaşanan arbede sırasında Oya Taran ve İlayda Alkan vücutlarının çeşitli yerlerinden yaralanırken, Yunus Yılmaz da bacağından bıçaklandı. Çevredeki vatandaşların ihbarı sonrasında olay yerine gelen sağlık ekipleri, yaralıları Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırdı. Ancak, yapılan tüm müdahalelere rağmen İlayda Alkan, bir gün sonra hayatını kaybetti ve Torbalı ilçesindeki Ayrancılar Mezarlığı’nda toprağa verildi.

    Yunus Yılmaz’ın Yakalanması ve İfadesi

    Olay günü, Yunus Yılmaz mahalle bekçileri tarafından yakalandı. Hastanede tedavi altına alındıktan sonra, Cinayet Büro Amirliği’ne götürüldü. Olay yerinde bulunan ve kanlı bir bıçak daha bulundu; bu bıçak da delil olarak incelenmek üzere emniyete alındı. İlk ifadesinde, alkollü olduğunu ve tartışmanın nedenini hatırlamadığını belirten Yılmaz, “Kendimi korumak amacıyla bıçağı kullandım” şeklinde savunmalar yaptı.

    İddianame ve Cezai Süreç

    Soruşturmanın ardından hazırlanan iddianame, İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede, tutuklu sanık Yunus Yılmaz için ‘Kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve ‘Kadına yönelik kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Yılmaz, mahkemede verdiği ifadesinde, “Kendimi korumak için bıçağı savurdum” dedi. Ancak olay sırasında sarhoş olduğunu ve kesin olarak ne olduğunu hatırlamadığını yineledi.

    Mahkemedeki İlk Duruşma

    Davanın ilk duruşması gerçekleştiğinde, tutuklu sanık Yunus Yılmaz Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. İlayda Alkan’ın anne ve babası da duruşmaya katıldı. Yılmaz, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde böyle bir olay yaşandığı için tüm kadınlardan özür diledi. Bu sözleri üzerine İlayda’nın babası Rıza Alkan mahkeme salonunu terk etmek istedi, ancak mahkeme başkanı bunun önüne geçti.

    Yılmaz’ın Savunması ve Olayın Seyri

    Yunus Yılmaz, ifadesinde alkol aldıktan sonra otobüs durağına yürüyorken İlayda ile annesinin kendisine hakaret ettiğini ve tartışma çıktığını iddia etti. İlayda’nın elinde bıçak olduğunu gördüğünü ve kendisini korumak amacıyla cebindeki bıçağı çıkardığını belirtti. Yılmaz, “Oya Hanım araya girdi, ayırmaya çalışıyordu. Oya Hanım’ın da elinde bıçak vardı. Bıçağı bana doğru savururken, kızına denk geldiğini gördüm” dedi.

    Yılmaz, mahkeme başkanının kendisine bıçak taşıma nedenini sorduğunda, daha önce gasp edildiği için kendini korumak amacıyla bıçak taşıdığını ifade etti. Olayın ardından yaşadığı şok nedeniyle ifadesinde çelişkiler olduğunu kabul etti.

    Annenin Tanıklığı ve Duruşmanın Önemi

    Oya Taran, duruşmada yaşadıkları dehşeti anlatarak, “Kızımla iş çıkışı yemeğe gittik. Yılmaz, dönüşte bizimle alay etti ve üzerimize yürüdü. İlk önce beni bıçakladı, sonra kızıma bıçak salladı” dedi. Taran, kızı için en ağır cezanın verilmesini talep etti.

    Mahkeme başkanı, olay yerindeki iki bıçağın incelenmesi ve görüntülerin raporunun beklenmesi için davayı erteledi. Avukat Mehmet Sarıkaya, bu davanın tüm kadınların özgürlüğünü ilgilendirdiğini vurgulayarak, “İlayda ve annesinin yaşadığı bu dehşet, sokakta yürüyen herhangi bir kadın için de geçerli olabilir. Bu yüzden mahkemenin kararı son derece önemlidir” şeklinde ifade etti.