Hayriye MENGÜÇ
İş dünyasında etki odaklı düşünme anlayışı, toplumsal dönüşüm ve sürdürülebilirliğin bir gereği olarak giderek daha fazla önem kazanıyor. DÜNYA’nın sorularını yanıtlayan Mikado Danışmanlık Kurucu Direktörü Serra Titiz, 2025’te etki odaklı şirketlerin ön plana çıkacağına dikkat çekerek, “Toplumsal yatırım programlarının gerçek bir ihtiyaca cevap vermesi, şirketin uzmanlık alanıyla ilişkili olması, kamu ve sivil toplum iş birliğini içermesi, çalışan gönüllülüğünü dahil etmesi, ölçülebilir olması, sürdürülebilirliklerini ve kalkınma etkilerini artıracaktır” dedi.
Sürdürülebilirlik, toplumsal yatırım, sosyal girişimcilik ve sosyal etki alanlarında projeler geliştiren Mikado Danışmanlık Kurucu Direktörü Serra Titiz’in sorularımıza verdiği yanıtlar ise şöyle:
Sorumlu özel sektör, topluma karşı nasıl davranış sergilemeli?
Şirketler, topluma karşı öncelikle dürüst, şeffaf ve hesap verebilir olma sorumluluğunu taşımaktadır. Bu nedenle, etik iş yapma anlayışını benimsemeli ve yolsuzluk ile rüşvetin önlenmesine yönelik prosedürleri sürekli olarak uygulamalıdır. Ayrıca, şirketlerin çalışanlarının haklarını koruma, sağlıklı çalışma koşulları sağlama, adil ücret verme ve çalışanların gelişimlerine katkıda bulunma gibi sorumlulukları olmalıdır. İş yaptıkları yerel toplulukların ihtiyaçlarını gözeterek, onların sosyal ve ekonomik gelişimlerine katkıda bulunmaları gerekmektedir. Şirketler, toplumun yaşamına saygı göstererek çevresel zararlarını minimize etmeli ve döngüsel ekonomiye katkıda bulunmalıdır. Ayrıca, müşterilerinin geri bildirimleri doğrultusunda en kaliteli ürün ve hizmetleri sunarak sürekli iyileştirme çabasında olmalıdırlar. Doğru tedarikçilerle iş birliği yaparak hem kendi hem de onların gelişimlerini desteklemelidirler.
Etki odaklı düşünmek niçin önemlidir?
Şirketlerin bir toplumun kalkınmasına olan etkileri oldukça büyüktür. Ekosistemi mobilize etme güçlerinden yola çıkarak, operasyonlarını topluma karşı olası olumlu ve olumsuz etkilerini düşünerek yönetmelidirler. Sürdürülebilir kalkınma amaçlarına olan etkilerini iş planlarına, stratejilerine ve uzun vadeli hedeflerine entegre etmelidirler. Alınan her kararın paydaşlar üzerindeki etkisini ve yaratabileceği riskleri hesaplamaları büyük önem taşımaktadır.
Etki odaklı girişimciliğin çoğalması için nasıl bir yol izlenmelidir?
Etki odaklı girişimcilik, geleceğin iş modeli haline gelecek ve dünya sorunlarına çözüm üretmek, girişimciliğin ana motivasyon kaynağı olacaktır. Bu nedenle, eğitim müfredatlarına erken yaşlardan itibaren aktif vatandaşlık ve toplumsal duyarlılık içerikleri tüm disiplinler arasında yerleştirilmelidir. Başarı hikayeleri ve iyi örnekler kamuoyuyla paylaşılmalı, kamu destekleri mobilize edilmeli ve bu tür girişimler için bürokratik engeller kaldırılmalıdır. Etki girişimciliğinin yaygınlaşması, eş zamanlı destek mekanizmalarının devreye alınmasıyla mümkün olacaktır.
Küresel etki ekonomisi 2.3 trilyon doları geçti. Türkiye’deki rakam hakkında tahmininiz var mı?
Şu an için kesin bir rakam vermek mümkün değil, ancak bu alana olan ilgi ve bilgi artışı dikkat çekici. Etki ekonomisi, sürdürülebilir kalkınma amaçlarına ulaşmak için sosyal ve çevresel faydayı ekonomik kazançla birleştiren girişimcilik ve yatırımları kapsamaktadır. Türkiye’de bu alanda yapılan çalışmalar ve yatırımlar, özellikle sosyal girişimcilik ve yeşil enerji projeleri etrafında yoğunlaşmaktadır. Uluslararası finans kuruluşları ve yerel hükümetin sürdürülebilir kalkınma projelerine yönelik desteği artmaktadır. Yatırımcılar çeşitlenmekte ve etki odaklı yatırım fonları oluşmaktadır.
Pazarlama ve Ar-Ge kadar önemsenmeli
Mikado Danışmanlık Kurucu Direktörü Serra Titiz, şirketlerin toplumsal yatırım programlarında dikkat etmeleri gereken noktaları şu şekilde sıraladı:
- Toplumsal yatırım programları, geleneksel KSS projelerinden farklılaşmıştır.
- Bu programların gerçek bir ihtiyaca cevap vermesi, şirketin uzmanlık alanıyla ilişkili olması, kamu ve sivil toplum iş birliği içermesi, çalışan gönüllülüğünü dahil etmesi ve ölçülebilir olması, sürdürülebilirliklerini ve kalkınma etkilerini artıracaktır.
- Bu özelliklere sahip programlar, uzun vadeli yatırım gerektirmekte ve bir yandan topluma katkı sağlarken diğer yandan şirketin değerine katkıda bulunmakta, insan sermayesini ileriye taşımakta, yeni hedef kitlelere ulaşmasını sağlamaktadır.
- Gönüllülük ile kurumsal girişimcilik ve inovasyon kültürünün şirkette yaygınlaşmasına katkı sağlamaktadır.
- Bu programların pazarlama ve Ar-Ge yatırımları kadar önemsenmesi gerekmektedir.