Enflasyon ve Tüketicinin Rolü
Enflasyonun bu yıl hedefe yakın bir noktada gerçekleşmesinin kritik bir öneme sahip olduğunu vurgulayan İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “2025 enflasyon hedefi, bizi aylık enflasyonun yüzde 1,2-1,5 seviyelerinde olması gerektiği sonucuna götürüyor. Bunun sağlanması için her kesimin üzerine düşeni yapması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Fiyat Oluşumunda Tüketicinin Etkisi
Enflasyonla mücadelede 2024’ün son çeyreği ve 2025 yılında tüketicilerin daha etkin bir şekilde güçlerini kullanması gerektiğine dikkat çeken Avdagiç, şöyle devam etti: “İktisat 101 derslerindeki klasik örnekleri hatırlayın. Bir restoran yemeği 100 liraya satılırken, ertesi gün 120 lira, bir sonraki günde 150 lira oluyorsa, fiyatların belirlenmesinde tüketicinin rolü büyüktür. Fiyatı belirleyen en önemli unsur tüketicidir. Hizmet enflasyonundan, gıda ve giyim fiyatlarındaki artıştan şikayet ederken, bir yerdeki restoran fiyatlarından veya gastronomiden de şikayet ediyoruz. Her konuda alternatifimiz olmayabilir, ancak tüketicinin, tüketim gücünü yeterince kullanmadığını düşünüyorum. Ahlaki ve etik davranan şirketlere pozitif ayrımcılık yapmamız lazım. Batıda bu tür durumları daha sık görebiliyoruz. Bir ürünün fiyatı çok yükseldiğinde, o ürüne karşı üstü örtülü bir ambargo uygulamak devreye giriyor. Etik davranmayan üreticiler ve satıcılar, bu noktada geri adım atmak zorunda kalıyorlar.“
Tasarruf ve Üretkenlik Üzerine Politika Önerileri
Avdagiç, tüketicinin geniş bir spektrum oluşturduğunu, belirli gelir gruplarındaki bireylerin harcama yaparken daha çok tasarrufa yönlendirilmesi gerektiğini belirtti. Tasarrufu önceleyen politikaların izlenmesi gerektiğini ifade eden Avdagiç, “İsrafı önleyici politikaları kamuoyuyla yoğun bir şekilde paylaşarak, özellikle gençleri bu konuda bilinçlendirmemiz gerekiyor.” dedi.
Prodüktivite ve Mali Baskılar
İTO Başkanı Avdagiç, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) ve Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın uyguladığı enflasyonla mücadele programını olumlu bulduklarını ve desteklediklerini belirtti. Avdagiç, bu konuda şu sözleri ekledi: “Enflasyon 100 birim artarken, kurun 40 birim artması durumunda, bu durumu başka türlü kapatmak mümkün değil. Bir yılda prodüktivitede yüzde 30-35 iyileştirme sağlamak oldukça zor.“
İhracat Hedefleri ve Kur Yönetimi
Avdagiç, ihracatçı firmalar ve onlara bağlı üreticilerin ciddi maliyet baskısı altında olduğunu vurgulayarak, tekstil, hazır giyim, ayakkabı, triko ve çorap gibi geleneksel ihracat sektörlerinin yanı sıra otomotiv, makina ve kimya sektörlerinin de fiyat baskısı ile karşı karşıya olduğunu belirtti. “Kuru yükseltin, biz de rahat rahat para kazanalım” yaklaşımının yanlış olduğunu ifade eden Avdagiç, “Orta Vadeli Program’daki 2025, 2026 ve 2027 ihracat hedeflerinin tutturulması için bu konudaki yaklaşımın gözden geçirilmesi gerekiyor. Her yıl 12-18 milyar dolar yukarı doğru giden bir ihracat hedefimiz var. Dolayısıyla, bu hedeflerin tutturulabilmesi için stratejilerimizi gözden geçirmemiz şart.” diye konuştu.
Fiyat Artışları ve Kur Geçişkenliği
Avdagiç, “Kur geçişkenliğinin fiyatlara yansımasını biliyoruz, bunu her zaman yaşıyoruz. Ancak kur geçişkenliğinin olumsuz etkilerini öne çıkararak durumu masaya yatırdığımızda, gündeme getirdiğimiz konu ile örtüşmeyen bir yapı ortaya çıkıyor. Şu anda yapılan akademik çalışmalar, Türk lirasının aşırı değerlendiğini ve değerlenmeye devam ettiğini gösteriyor. Son 6 ayın 5 ayında enflasyon, kur artışının üzerinde gerçekleşti. Sadece bir ayda kur, enflasyonun çok az üzerinde arttı. Türkiye’nin 2025 ile ilgili ihracat ve ithalat hedeflerine ulaşabilmesi için kurun üretici açısından daha iyi yönetilmesi ve rekabetçiliğini artıracak bir noktaya gelmesi gerekiyor.“