ABD Merkez Bankası Fed, Faiz Kararını Sabit Tuttu
Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC), faiz oranlarını piyasa beklentilerine uygun şekilde yüzde 4,25-4,50 aralığında sabit bıraktı. Fed tarafından yapılan açıklamada, ekonomik görünümdeki belirsizliklerin arttığına ve bu nedenle faiz politikalarının dikkatle izlenmesi gerektiğine vurgu yapıldı. Ayrıca, Başkan Jerome Powell, düzenlediği basın toplantısında, büyük ölçüde faiz artışlarının sürdürülmesi halinde enflasyon ve işsizliğin olumsuz etkilenebileceği uyarısında bulundu. Amerikan ekonomisinin büyüme hızındaki yavaşlamanın yanı sıra, enflasyonla ilgili risklerin arttığına da dikkat çekildi.
ABD’nin İngiltere ile yaptığı ilk ticaret anlaşması, özellikle teknoloji ve ilaç gibi stratejik sektörlerdeki belirsizlikleri tam anlamıyla ortadan kaldırmadı. Bu gelişmeler, küresel finans piyasalarında risk iştahını sınırlayan faktörler arasında yer aldı. Analistler, ABD yönetiminin uzlaşmacı yaklaşımlarının diğer ülkelerle olan ilişkilerde olumlu sonuçlar doğurabileceğine işaret ederken, Donald Trump liderliğindeki politikaların yatırımcıları temkinli davranmaya zorladığını belirtiyor. Trump’ın, Çin ile yapılacak görüşmeler öncesinde tarifelerin yüzdesel oranlarını %145’ten %80’e düşürme teklifinde bulunması ve “Scott Bessent’e kalmış” şeklinde yaptığı paylaşımlar, piyasalardaki belirsizliği artırmaya devam ediyor.
Gelecek Enflasyon Verileri ve Piyasalara Etkisi
Önümüzdeki hafta yayımlanacak olan enflasyon verileri, ABD ekonomisinin genel gidişatı hakkında önemli ipuçları sunacak. Veri analizinde, özellikle tarife politikalarının enflasyon üzerindeki etkileri detaylı şekilde incelenecek. Bu gelişmeler, piyasalarda fiyatlamaların yönünü belirleyecek önemli bir gösterge olacak.
Değerli Metallerde Artışlar ve Güvenli Liman Talebi
İç ve dış belirsizliklerin artmasıyla birlikte, değerli metaller güvenli liman olarak tercih edilerek yükselişini sürdürdü. ABD Başkanı Donald Trump‘ın sosyal medya üzerinden yaptığı tarife açıklamaları, Fed’in açıklamaları ve jeopolitik gelişmeler, özellikle Çin ile olan ticaret görüşmelerine ilişkin iyimserlik yaratmasına rağmen, piyasalarda risk algısının yükselmesine neden oldu. Bu ortamda, Rusya-Ukrayna arasındaki çatışmalar devam ederken, Pakistan-Hindistan gerilimi de tırmanışta. Bu gelişmeler, altın, gümüş gibi değerli metallere olan talebi artırırken, ons bazında fiyatlar sırasıyla %2,6 artışla altın, %2,3 ile gümüş, %3,6 ile platinyum ve %2,7 ile paladyum yükseldi.
Baz Metaller ve Çin Beklentisi
ABD’de beklenen tarifeler ve ticaret müzakereleri, baz metaller piyasalarında karışık bir seyir izlenmesine neden oldu. Analistler, Çin ile yapılacak yeni anlaşmaların olumlu sonuçlar doğurması halinde, talep görünümünün güçlenebileceğine dikkat çekiyor. Bu nedenle, özellikle bakır, çinko ve nikel fiyatlarındaki hareketler yakından takip ediliyor. Bu hafta, tezgah üstü piyasalarda fiyatlar, libre bazında kurşunda %2,4, çinkoda %1,7 ve nikelde %2,6 artarken, bakır ve alüminyumda ise %0,8 oranında düşüş gözlendi.
Petrol Fiyatlarında Yıl Sonu Tahmini
Petrol piyasası, ABD’nin tarife politikaları ve arz-talep dengeleri nedeniyle önemli hareketler yaşadı. Brent petrol fiyatları, küresel arzın azalması beklentisi ve OPEC+ ülkelerinin üretim artışını yavaşlatma kararlarıyla yükselişe geçti. Haftanın başında, OPEC ve OPEC dışı üretici ülkelerin üretim artışını hızlandırma kararlarının ardından, fiyatlar yaklaşık 61 dolar seviyesine geriledi. Ancak, ABD enerji verilerinin ve küresel piyasalardaki gelişmelerin etkisiyle tekrar yükseliş trendine geçti. ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA) tahminlerine göre, 2025 yılı için Brent petrolün ortalama fiyatı, önceki projeksiyonlara kıyasla yaklaşık 8 dolar düşürülerek 65,85 dolar seviyesine çekildi. Aynı zamanda, WTI petrol fiyatları da 61,81 dolar seviyesinde sabitlendi. Bu projeksiyonlar, stokların artması ve arz fazlası beklentisiyle yıl sonunda 61 dolar civarında seyredeceği öngörülüyor. 2026 yılı için ise, ortalama fiyatların 59 dolar seviyelerinde olacağı tahmin ediliyor. Bu gelişmelerle birlikte, Brent petrol fiyatları haftayı %4 artışla tamamladı. Aynı zamanda, doğal gaz fiyatları, İngiliz termal birimi (MMBtu) cinsinden işlem gören %4,4 oranında yükseldi.
Tarım Emtialarında Arz ve Hava Koşulları Etkisi
Tarım sektöründe, arz fazlası beklentileri ve hava koşullarının olumsuz etkileri, fiyatlarda karışık bir seyir izlenmesine neden oldu. Buğday, Avrupa ve Karadeniz bölgelerinde ekin koşullarının iyileşmesiyle haftayı düşüşle tamamladı. Aynı zamanda, ABD-Çin arasındaki tarifelere ilişkin belirsizlikler ve yüksek küresel stok tahminleri, fiyatlamaları olumsuz etkiledi. Soya fasulyesi, Brezilya’nın ikinci ürün tahminlerini yukarı revize etmesi ve ABD’de ekim sezonunun hızlanmasıyla arz fazlası beklentisi güçlendi. Etanol talebinin zayıflaması ise fiyatlar üzerinde baskı yarattı. Bu gelişmeler doğrultusunda, Chicago Ticaret Borsası’nda; kile başına yüzde 0,5, yüzde 1,7 ve yüzde 4 oranında düşüşler görüldü, buğday ve mısır ise yaklaşık %4 oranında değer kaybetti.
Kahve ve Kakao Piyasasında Kuraklık ve Tedarik Endişeleri
Küresel kahve arzında, kuraklık ve düşük ihracat seviyeleri nedeniyle yaşanan endişeler fiyatların yükselmesine neden oldu. Brezilya kahve üretim bölgesinde devam eden kuraklık riski, 2025-2026 sezonu mahsulünü olumsuz etkileyebilir endişeleriyle fiyatlar prim yaptı. Ayrıca, kakao piyasasında, Batı Afrika ülkelerindeki tedarik sıkıntıları ve ikinci sezon mahsulünün zayıf olacağı yönündeki raporlar, fiyatların artışına katkı sağladı. İletişim ve kuraklık nedeniyle, Fildişi Sahili ve Gana gibi üretici ülkelerde rekolte kayıpları devam ederken, arz açığı beklentileri güçleniyor. Bu ortamda, ABD’de faaliyet gösteren Emtia Borsası’nda, libre bazında fiyatlar; şekerde %3,6, kahvede %0,6 artarken, pamuk ise %2,5 azaldı. Ayrıca, kakaonun kilogram fiyatı, haftalık %3,6 artışla yeni zirveleri gördü.