Ekonomik Hedefler ve Gelecek Vizyonu
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İstanbul’da gerçekleştirilen Ümraniye Belediyesi Osmangazi Millet Bahçesi Adile Sultan Sosyal Tesisleri’ndeki Ümraniye İş Dünyası Buluşması’nda ülkenin ekonomik hedeflerine dair önemli açıklamalarda bulundu. Yılmaz, son 20 yılda Türkiye’nin ortalama büyüme oranının yüzde 5,4 olduğunu, bu dönemde dünya genelinin büyüme oranının ise yüzde 3,6 seviyesinde kaldığını belirterek, “Dünyadaki gelişmelere rağmen oldukça iyi bir performans sergiledik.” dedi.
Geçtiğimiz yıl Türkiye’nin yüzde 5,1 oranında büyüme kaydettiğini vurgulayan Yılmaz, “14 yıl aralıksız büyüyen bir ekonomi olduğumuzu ortaya koyduk. Tüm bu ortalama büyüme oranları ile ekonomimiz farklı bir seviyeye ulaştı.” şeklinde konuştu. 2022 yılında milli gelirin ilk defa 1 trilyon doları aştığını ve 1 trilyon 130 milyar dolara ulaştığını kaydeden Yılmaz, kişi başına düşen gelirin de 13 bin 243 dolara yükseldiğini ifade etti.
Büyüme ve İstikrar Programı
Yılmaz, bu yılın ilk altı ayında ekonominin yüzde 3,8 büyüdüğünü, bu süreçte bir istikrar programını hayata geçirirken enflasyonla mücadele etmenin de önemli olduğunu belirtti. “Burada dengeli bir büyüme politikamız var.” diyen Yılmaz, Türkiye’nin büyümesinin devam ettiğini, yıl sonunda beklenen milli gelir düzeyinin nominal olarak 1,3 trilyon doların üzerinde, kişi başına gelir seviyesinin ise ilk defa 15 bin dolar civarında olacağını kaydetti.
Geçiş Dönemi ve Enflasyonla Mücadele
Yılmaz, enflasyonu tek haneli rakamlara indirmek istediklerini aktarırken, “Bu konuda başından itibaren ‘üç dönem’ olacak dedik. İlk olarak geçiş dönemi, ardından dezenflasyon dönemi ve son olarak kalıcı fiyat istikrarı dönemi.” açıklamasında bulundu. Geçiş döneminin bu yılın haziran ayında tamamlandığını ifade eden Yılmaz, “Son 1 yıllık dönemde depreme rağmen bütçe açığının milli gelire oranı 5,2 oldu, bu yıl için beklentimiz ise 4,9. Geçen yıl depremin etkisiyle bazı ekonomistler bütçe açığının ‘Yüzde 10’a gideceğini’ öngörüyorlardı, ancak öyle olmadı.” dedi.
Yılmaz, geçen yıl elde edilen 5,2’lik bütçe açığından depremin maliyetlerinin düşülmesi durumunda gerçekteki bütçe açığının yüzde 1,6 olduğunu belirtti. “Gelecek yıldan itibaren depremin etkisinin azalmaya başlayacağını ve bütçe açığının yüzde 3 civarında olacağını öngörüyoruz.” şeklinde konuştu.
Cari Açık ve Ekonomik İyileşme
Yılmaz, cari açığın geçen yıl ortalarında 60 milyar dolara yaklaşmışken, günümüzde 20 milyar doların altında bir seviyeye gerilediğini vurguladı. Yıl sonu itibarıyla cari açığın milli gelire oranının yüzde 1,7 olacağını dile getirdi. Ayrıca, “CDS” olarak bilinen ülke risk priminde de önemli bir azalma yaşandığını, Merkez Bankası rezervlerinin 27 Eylül’de tarihi bir rekor seviyeye ulaştığını ve brüt rezervlerin 157,4 milyar dolar olduğunu aktardı.
2026 Vizyonu: Tek Haneli Enflasyon
Haziran ayı ile birlikte dezenflasyon dönemine geçtiklerinin altını çizen Yılmaz, “Başından beri ‘Yılın ikinci yarısında belirgin bir düşüş olacak.’ dedik. Nitekim mayıs ayına kadar enflasyon oranı artış gösterdi, ancak mayıs ayında zirveye ulaştı. Mayıs’tan bu yana enflasyon oranında 26 puanın üzerinde bir düşüş gerçekleşti.” dedi. Fiyat düşüşünden ziyade enflasyon oranındaki azalma üzerinde durarak, “Son açıklanan rakamımız 49,4. Uzun bir aradan sonra yüzde 50’nin altını gördük. Yıl sonunda 41,5 gibi bir enflasyon tahminimiz mevcut. Gelecek yıl enflasyonu 20’nin altına düşürmeyi hedefliyoruz. 2026’da ise ülkemizi yeniden tek haneli rakamlara kavuşturmayı arzuluyoruz.” ifadelerini kullandı.
Yılmaz, son 1 yılda Türkiye’de 1 milyonun üzerinde bir istihdam artışı yaşandığını ve 2024’ün ikinci çeyreğinde toplam çalışan sayısının 32 milyon 661 bin kişiye ulaşarak tarihi bir zirveye ulaştığını kaydetti.