Gelişen Küresel Durum ve Artan Farkındalık
Her yıl 6 Mayıs’ta kutlanan Dünya Astım Günü, kalp hastalıkları ve inmeden sonra en çok ölüme neden olan kronik solunum yolu hastalıklarının ciddiyetini ve farkındalık eksikliğini gündeme getiriyor. Bu özel gün, sağlık profesyonelleri, hükümetler ve sağlık kurumlarına, bu hastalıkların önlenmesine ve tedaviye erişimin artırılmasına yönelik acil çağrılar yapmaya devam ediyor.
Uluslararası Solunum Dernekleri Forumu tarafından paylaşılan güncel verilere göre, her yıl yaklaşık 652 milyon kişi astım ve KOAH ile yaşarken, bu hastalıklar nedeniyle yaklaşık 4,1 milyon kişi yaşamını yitirmektedir. Ayrıca, küresel ekonomik yük, özellikle KOAH kaynaklı maliyetler, 2050 yılına kadar 40 trilyon dolar seviyesine ulaşması beklenmekte, bu da sağlık ve ekonomi açısından ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.
Kimler Risk Altında ve Neden?
Astım, genellikle çocuklukta başlayan, genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimiyle ortaya çıkan, hava yollarını etkileyen kronik bir inflamatuar hastalıktır. Dünya Sağlık Örgütü ve CDC gibi kurumlar, risk faktörlerini detaylandırmakta ve hastalığın oluşumundaki önemli unsurları ortaya koymaktadır.
- Genetik Yatkınlık: Astımlı bir ebeveyne sahip çocukların, astım geliştirme olasılığı 3 ila 6 kat daha fazladır. Yapılan araştırmalar, astımın %60-80 oranında kalıtımsal olduğunu gösteriyor.
- Alerjik Duyarlılık: Astım hastalarının yaklaşık %80’inde alerjik reaksiyonlar ve atopik özellikler gözlemleniyor. Bu durum, hastalık ile alerjik hastalıklar arasındaki güçlü ilişkiyi ortaya koyuyor.
- Çevresel Faktörler: Bebeklikte geçirilen viral enfeksiyonlar, obezite ve hava kirliliği astım riskini artıran önemli unsurlardır. CDC, obezite ve viral enfeksiyonların astım gelişme olasılığını ciddi biçimde yükselttiğine işaret etmektedir.
Hava kirliliği ve tütün dumanına maruz kalma, özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde hastalık prevalansını artıran önemli faktörlerdir. Dünya Sağlık Örgütü, hava kirliliğinin yılda 4 milyondan fazla erken ölüme neden olduğunu ve bu durumun astım semptomlarının kötüleşmesine katkıda bulunduğunu vurgulamaktadır. Pasif içicilik de çocuklar arasında astım riskini %50 oranında artırmaktadır.
KOAH ve Çevresel Etkenler
KOAH, uzun süreli tahriş edici maddelerin solunum yollarına zarar vermesiyle gelişen ve hava akışını geri dönüşümsüz biçimde kısıtlayan ilerleyici bir solunum hastalığıdır. Sigara içenlerin %15-20’sinde bu hastalık ortaya çıkarken, yüksek gelirli ülkelerde KOAH vakalarının yaklaşık %90’ının sigara kullanımıyla ilişkili olduğu bilinmektedir.
İlaçlara Erişim ve Güncel Durum
Uzmanlar, bu yılki Dünya Astım Günü temasını “İnhalasyon Tedavilerine Erişim” olarak belirledi. Astım tedavisinde kullanılan inhalerler, bronkodilatör ve kortikosteroid gibi ilaçları içerir. Ancak, yapılan bilimsel araştırmalar, bu ilaçların dünya genelinde uygun fiyat ve erişim açısından büyük sorunlar yaşadığını ortaya koyuyor.
Yakın zamanda The Lancet dergisinde yayımlanan bir çalışma, dünya genelinde eczanelerin yalnızca %30’unda ve hastanelerin %36’sında bu temel ilaçlara erişim olduğunu gösteriyor. Hem astım hem de KOAH tedavisinde kullanılan inhalerlerin erişimi, sadece %11’den az eczanede ve %5’ten az hastanede bulunabiliyor. Sağlık otoriteleri, ilaca erişimin en az %80 olması gerektiğini belirtiyor, fakat şu ana kadar hiçbiri bu hedefe ulaşamadı.
Hasta Hikayeleri ve Farkındalık
Küresel Astım Ağı (GAN), bu yılın Dünya Astım Günü için hazırladığı “Hasta Hikayeleri” raporuyla, dünya genelinde astımla yaşayan insanların yaşam deneyimlerini paylaştı. Bu kapsamda, Türkiye’den 55 yaşındaki Hatice isimli kadın da yer aldı.
Hatice, 65 yaşında olup, çocukken geçirdiği şiddetli kızamık enfeksiyonunun solunum problemlerine yol açtığını anlattı. “Ev dışındayken inhaler kullanmaktan utanıyordum ve çevremdeki bazı insanlar bu ilaçların bağımlılık yaptığını iddia ediyordu. Ancak, semptomlarım kötüleşince ve doktorumun önerisiyle ilaçlarımı düzenli kullanmaya başladım” dedi. Artan tedavi uyumu sayesinde yaşam kalitemin önemli ölçüde iyileştiğini belirtti.
DSÖ, inhalerlerin temel ilaçlar listesinde yer aldığını ve yakın zamanda bir özel temsilci atayarak, kronik solunum hastalıklarının kontrolü ve tedavisinde yeni stratejiler geliştirmeyi hedeflediğini açıkladı. Bu adımlar, hastaların yaşam kalitesini artırmak ve tedaviye erişimi kolaylaştırmak amacıyla atılıyor.
Uzmanlar, daha iyi sağlık sonuçları, eğitim başarısı ve işgücü katılımının artırılması için, hastaların bakımına erişimin sağlanmasının büyük önem taşıdığını vurguluyor.