Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Gerçekleşen Tarihli Duruşma

Adliyenin konferans salonunda saat 11.00’de başlayan duruşmada, özellikle dikkat çeken gelişmeler yaşandı. Sanıklar arasında yer alan doktor Fırat Sarı’nın da aralarında bulunduğu toplamda 30 tutuklu sanık, bazı tutuksuz sanıklar, müştekiler ve avukatlar hazır bulundu.

Savcıyı Tehdit Eden Zengin’in Savunması ve İddialar

Duruşmanın önemli bir bölümünde, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’e yönelik tehdit iddiasıyla tutuklanan ve dosyanın birleştirilmesine karar verilen sanık Mustafa Kemal Zengin, ilk kez savunma yaptı. Zengin, salonda bulunan diğer sanıkların kendisini tanımadığını ve bu dosyaya nasıl girdiğini anlamadığını belirterek şunları söyledi:

“Kimse beni tanımıyor, nasıl bu dosyaya dahil oldum bilmiyorum.”
“Yavuz Engin’in makamına gitme gerekçem, arkadaşım Yavuz Çelik ve üvey kızı Tuğçe Toptemel’in tutuklanmasıyla ilgilidir.”
“Aylin Hanım ile birlikte savcıyla görüşmeye gittik. Görüntülerin tamamı izlendiğinde olayın nasıl geliştiği net anlaşılacaktır.”

Zengin, yaptığı savunmada olaylara farklı bir perspektiften yaklaşarak, “Bu dava Türkiye’nin en büyük utanç kaynağıdır. Bebek ölümlerinin önlenmesi adına yapılan bu uygulamaların sorumluları, hastane yöneticileri ve doktorlar tutuklanmalı ve hesap vermelidir.” diyerek tepkisini dile getirdi. Mahkeme heyeti, 23 Nisan’ın resmi tatil olması nedeniyle duruşmanın 24 Nisan Perşembe günü devam edilmesine karar verdi.

Yenidoğan Çetesi’ne İlişkin Dava ve Sanıkların Savunmaları

Bu dava kapsamında tutuklu bulunan hemşire Nigar Kubilay, savunmasında, “Başhemşire olarak çalışırken Fırat Sarı ile anlaşmazlık yaşadım ve yönetime şikayette bulundum. Beni işten çıkardılar. Ardından yeni hastanede de Fırat Sarı ile çalışmaya devam ettim.” diyerek yaşadıklarını anlattı.

Fırat Sarı ise, “Ben epikriz raporu yazmadım. Hasta öldüğünde epikriz yazmak gerekir, sistemde bu görünmüyor. Bu konuda uyarılarımı yaptım.” şeklinde açıklamalarda bulundu. Ayrıca, Sarı’nın mesaj geçmişinde Nigar Kubilay hakkında “İşine geleni yapıyor, buna niye yüz veriyorsun? Kanlı Nigar” gibi ifadeler yer aldığı ortaya çıktı.

Yenidoğan Çetesi’nin Suçlamaları ve Yargılama Süreci

Sanıkların büyük bölümü, bebek ölümleri ile ilgili suçlamaları reddederken, duruşmalar sırasında tape kayıtları ve sanık ifadeleri önemli bir yer tutuyor. Ayrıca, yoğun bakımda nöbetçi doktor bulunmadığı, işlerin hemşirelere bırakıldığı ve sahte epikriz raporlarının yazıldığı tespit edildi.

Soruşturma kapsamında kapatılan hastaneler ise, “Fırat Hoca bize ‘Size prim vereceğim’ dedi.” şeklinde ifadelerle, sanıkların motivasyon parasını nasıl aldıklarına dair detaylar içeriyor. Ayrıca, duruşmada tutuklu bulunan sanıklardan idari amir Remzi Karaca, suçlamaları kabul etmeyerek, “Görevim, 112 Acil Servis aracılığıyla gelen hastaların bilgilerini doktorlara iletmekti. Bazen hastalardan para alıyorduk, bazen almıyorduk.” diyerek savunma yaptı.

Sanıkların Ailelerine Gülümseyerek El Sallaması ve Duruşma Sonuçları

Sanık Fırat Sarı’nın, duruşma salonunda ara sıra ailesine gülümseyerek el sallaması dikkat çekti. Duruşma, saat 14.30 itibarıyla tekrar başladı ve mahkeme, 24 Nisan Perşembe günü duruşmanın devamına karar verdi. Dava geniş çaplı suçlamalar ve belge incelemeleriyle devam ediyor.

Doktor Zeki Ötünç’ün Savunması ve Diğer Detaylar

Tutuklu doktor Zeki Ötünç, yaptığı savunmada, “2019’da beyin kanaması geçirip yoğun bakımda kaldım. İşsiz kaldım ve yeniden işe başladım. Yenidoğan bebeklere herhangi bir zarar vermedim.” diyerek kendisini savundu.

Bu dava, Türkiye’deki sağlık sistemine ve özellikle yenidoğan bakımına ilişkin ciddi suçlamaları ve gelişmeleri içeriyor. Mahkeme, önümüzdeki duruşmalarda olayların detaylarını ve sanıkların savunmalarını dikkate alarak kararını verecek.