ABD’nin Suriye’deki gelişmeler ve bölgedeki politikalar hakkında önemli bir rol üstlenen Büyükelçi Barrack, New York’ta düzenlenen bir basın toplantısında bir grup gazetecinin sorularını yanıtladı. ABD’nin Suriye’deki tutumu ve bölgedeki aktörlerle ilişkileri konusunda dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu.
Özellikle, Suriye’deki SDG (Suriye Demokratik Güçleri)ye karşı kamuoyunda oluşan sempati ve bu grubun geleceği hakkında görüşlerini dile getiren Barrack, ABD’nin amacı, SDG’nin Suriye hükümeti ile entegrasyonunu sağlamak olduğunu belirtti. Barrack, “Bu, Suriye’de bağımsız bir Kürdistan ya da ayrı bir devlet kurulacağına işaret değil. Burada amaç, Suriye’nin mevcut yapısına zarar vermeden, yeni bir oluşumun ortaya çıkmasını sağlamaktır. Suriye’nin kendi anayasası, parlamentosu ve egemenliği devam edecektir” dedi.
Gazetecilerin özellikle SDG’nin silahsızlandırılması ve YPG ile PKK arasındaki bağlantılar konusunda sorduğu sorulara yanıt veren Barrack, şunları söyledi: “SDG, YPG’nin bir parçasıdır ve YPG de PKK’nın türevi bir örgüttür. PKK ise, bugün silah bırakma sürecine girmektedir. Bu gelişme, Türkiye açısından büyük bir dönüm noktasıdır.”
ABD’nin DEAŞ’la mücadele kapsamında YPG ile kurduğu ortaklığa da değinen Barrack, ABD’nin bu ittifakı, hem stratejik hem de insani bir sorumluluk olduğunu ifade etti. Barrack, “Onlara ne borçluyuz? Bağımsız bir devlet kurma hakkını onlara tanımıyoruz. Ama bu örgütlerle ortak hareket ederek, DEAŞ’ı ortadan kaldırmaya çalışıyoruz” diyerek, ABD’nin bölgedeki politikalarının temel motivasyonunu açıkladı.
Türkiye ve Bölgesel Güçler Üzerine Düşünceler
Diğer yandan, Türkiye’nin bölgedeki kritik rolüne vurgu yapan Barrack, özellikle Ukrayna-Rusya çatışması ve Orta Doğu politikalarında Türkiye’nin stratejik önemine dikkat çekti. Türkiye’nin bu karmaşık süreçlerde oynadığı kilit rolin, hem bölgesel hem de küresel barış ve istikrar açısından büyük değer taşıdığını söyledi.
Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan olmak üzere, Türkiye’nin önemli devlet yetkililerinin bölgesel ve uluslararası meselelerdeki kritik rollerine değinen Barrack, Türkiye ile ABD arasındaki işbirliğinin güçlendiğine işaret etti.
Türkiye’nin, ABD’nin CAATSA yaptırımlarına karşı geliştirdiği yeni teknolojik altyapıya da değinen Barrack, Türkiye’nin kendi insansız hava araçlarını ve jetlerini üretmekte gösterdiği gelişmiş teknolojik kabiliyet sayesinde, dünyanın en başarılı ve üstün teknolojili silah sistemlerine sahip ülkelerden biri olmayı başardığını vurguladı. Türk İHA’ları ve özellikle TB2’lerin Ukrayna savaşında gösterdiği etkinlik, bu teknolojiyi dünyada öne çıkaran önemli bir örnek olarak gösterildi.